TÜRK EKONOMİSİNE KAYNAK SAĞLAYACAK TEDBİRLER

 

Türk ekonomisine kaynak sağlayacak tedbirleri şu başlıklar altında toplayabiliriz:

● Turizm tatil köyleri ve tesislerine tahsis edilmiş olan hazine arazilerinin işleticilerine ödeme kolaylığı rayiç bedelle sağlanmalıdır.

● Kamunun elindeki turistik tesisler başta olmak üzere, kapasitesinin altında kullanılan diğer tesisler satılmalı veya kiraya verilerek işletme geliri sağlanmalıdır.

● Kamu kuruluşlarında kullanılmayan arsa, bina ve araçlar öncelikle sağlık ve eğitim kuruluşlarının ihtiyaçları için tahsis edilmelidir. İhtiyaç fazlaları, satışı yapılarak veya kiralanarak değerlendirilmelidir.

● Kamunun elindeki araziler belediyelerle işbirliği yapılarak arsa üretilmek sureti ile satılmalıdır.

● İmar affı ve gecekondu önleme plânlaması ile iskâna müsait olan, modern şehir plânlarına uygun mesken ve ticarî yapılar gelir temini gayesiyle değerlendirilmelidir.

● Ülkemiz jeopolitik konumu sebebiyle yüksek seviyede askerî harcamalar yapma mecburiyeti ile karşı karşıya bulunmaktadır. Bir taraftan yerli savunma sanayii genişletilirken, diğer taraftan tasarruf sağlayıcı öncelikler dikkate alınarak ordumuzun modernizasyonuna önem verilmeli, paralı askerlik uygulamalarına devam edilerek iktisâdî kaynak sağlanmalıdır.

● Özelleştirme politikalarına acilen, yeni bir anlayışla, millî menfaatlerimiz korunarak işlerlik kazandırılmalıdır.

● Tarım, orman ve hayvancılık ciddî anlamda desteklenmeli ve ormanların orman köylerine tahsisiyle kısmî özelleştirme ve bu işi yapacak bir işletme görevlendirilmesi sağlanmalıdır.

● Yeraltı zenginliklerimiz kısa zamanda değerlendirilmelidir. Madenciliğimizin gelişmesine mâni olan engeller kaldırılmalıdır.

● Banka mevduatlarında, uzun vadeli mevduatlar teşvik edilmelidir.

● Borçlanmada halka arz yaygınlaştırılmalı ve uzun vadeli borçlanma yoluna gidilmelidir.

● Yurt içinde “yastık altı tasarrufları” olarak adlandırılan tasarruflarla gurbetçi vatandaşlarımızın tasarruflarının millî ekonomiye kazandırılması yönünde her türlü devlet garantisi verilerek güven sağlayıcı ve kârlı tedbirler acilen alınmalıdır. Bu paraların üretime ve yatırıma dönüştürülmesi hâlinde, hâlen uygulanan yatırım indirimi gibi, üretim ve istihdam teşvikleri ile vergi muafiyeti sağlanmalıdır.

Kârlı KİT kuruluşları, hava meydanları, limanları, enerji dağıtım ve üretim tesisleri, telekomünikasyon tesisleri, paralı yollar, boğaz köprüleri, şeker fabrikaları gibi işletmeler 3-5 yıl kâr dağıtım garantisi ve bu süre sonunda (yollar, köprüler ve stratejik önemi olan kuruluşlar hariç) ana paranın iadesi veya isteğe bağlı hisse senedi dönüşümü sistemi ile özelleştirilmelidir.

Yukarıda bahsi geçen uygulamalar sonucunda elde edilecek kaynak ve tasarruflarla bütçe açıkları minimize edilecektir. Böylece kamu borçlanma gereği azaltılarak, ekonomimizin döviz ve faiz baskısından kurtulması sağlanacaktır. Eş zamanlı olarak uygulanacak diğer orta ve uzun vadeli para, maliye, üretim ve yapısal değişim programıyla Türkiye enflasyonu yenip, yeniden istikrarlı kalkınma dönemine girilebilecektir. [1]

Türkiye, yeraltı kaynakları bakımından dünyanın en zengin ülkelerinden biridir. Buna rağmen toprağın altındaki 70 milyar dolarlık ve 300 milyar dolar katma değer yaratacak 6.500 ton potansiyeli olan altın cevheri ve diğer yeraltı zenginliklerini çıkaramadığından dolayı, sık, sık ortaya çıkan ekonomik krizler ve darboğazlarla boğuşmak zorunda kalmaktadır.

Not: Bu makale, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 27.04.2009 tarih ve 296 sayılı nüshasında yayımlanmıştır. www.mersintercuman.com 

 

 

Ekrem YAMAN

Antalya Vali Yardımcısı

Web: www.halkapinar.gov.tr/ekremyaman

e.posta: ekrem.yaman@icisleri.gov.tr


[1] Ali COŞKUN, Ali BABACAN, “Türk Ekonomisinde Başlıca Sorunlar ve Kısa Vadeli Çözüm Önerileri,” 19.11.2001, s. (10-17).