SAHUR PROGRAMLARINDAN BAZI NOTLAR

 

2008 yılı Ramazan ayında dinlediğim çeşitli sahur programlarından bazı notları kısa paragraflar halinde istifadenize sunuyorum.

Elveda

Elvedaların içinde aslında birçok başlangıç vardır.

Bayramlar

Bayramlar bayram ola şuurunu yeniden kazanmamız gerekiyor.

Evlerin canlı bayramı çocuklarımızdır.” [1]

Bayramın 3 boyutu vardır: İnanç, ibadet, dua ve tarih şuuru.

Ramazan, fıtrata, asla dönüştür. Dolayısıyla Ramazan Bayramı yeniden asla dönüştür.

Peygamberimiz hiçbir bayram namazını Mescid-i Nebevi’de kılmamış, Medine’de geniş bir meydanda kılmışlardır. Osmanlı teamülündeki namazgâhlar da bu uygulamanın bir parçası ve devamıdır.

Camideki neş’eyi ve sevinci eve taşımak gerekir. Büyüklerin ziyareti, gönüllerin en ağır yükünden (küskünlükten) onları kurtarmak, bayram yapamayanlara bayram yaptırmak gerekir. Ramazanın sevincini 11 aya nasıl taşıyabileceğimizi aramamız lâzımdır.

Ramazan Bayramı bir şükür bayramıdır. Sevinç bayramıdır, şeker bayramı değil! Bektaşi’nin söylediği gibi “Ramazan geldi diye seviniyordunuz, şimdi bitti diye mi bayram ediyorsunuz?” Yahya Kemâl BEYATLI’nın Süleymaniye’de Bayram Sabahı isimli muhteşem eserini okumadan Ramazan Bayramı namazına gitmemek gerekir. Çoluk çocuk herkesin bayram namazı sevincini tatması, bir başkasına bu hissi tattırması lâzımdır.

Diğergâmlık

İnsan ilişkilerinde ferdîliği bir kenara bırakıp diğergâmlık öne çıkarılırsa her şey normale dönecektir.

 

Mekke’ye Âmâ Bir Sahabenin Vali Olarak Tayini

Abdullah İbn-i Maktum’u Peygamberimiz Mekke’ye 8 kez vali olarak atamıştır. Bu zat Peygamberimizin tâbiriyle “Kendisi yüzünden Allah’ın uyardığı” âmâ bir zattır. Günümüzde bir ülkenin başkentine bir âmânın 8 kere vali olarak atandığı vâki midir?

Hayır, vâki olandadır.

Metanet, feraset, acze sarılma cüz’î irade ile yapacağımız işlerde sahip olacağımız şeylerdir.

Had ve hakkımızı bileceğiz.

Nefis Muhasebesi

Allah bizi görüyor şuuru ile yaşamak ihsanın şartıdır. Her hareketimizin hem öncesinde hem de sonrasında “Bu hareketin bana kazandıracağı ve kaybettireceği nedir?” diye muhasebe yapmalıyız. Müslüman her gün yatağa girdiğinde sağ tarafına dönüp, ayaklarını yukarıya doğru çekmeli ve tepeden bakıldığında bir “Muhammed” isminin yazılı şeklinde görülmeli ve günün muhasebesini yapmalıdır. Her günün muhasebesi o günün gecesinde mutlaka yapılmalıdır. İşte mükemmel insan modeli ve kulluk budur.

Muhabbetten oldu Muhammed hâsıl,

Muhammedsiz muhabbetten ne hâsıl?” diyen Osmanlı ne muhteşem insanlık sergilemiştir!

Kur’an’ı size gelmiş gibi okumadıkça ondan feyz alamazsınız. “Ben Müslüman’ım!” dedikten sonra Kur’an’ı öğreneceksiniz!

Esma-ül Hüsna, bir kapıdır. Hangisinden girerseniz oraya varırsınız.

İnsanın kimliği yüzüdür.

Namaz konusunda cimrilik eden zekât veremez.

 

Hayatta Mutlu Olmanın Formülü

Akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim ile hareket etmeliyiz.

“Mutluluğun formülü 3 S ile ifade edilir: Sevgi, saygı ve sadakat. Vasıtası ise 3 Z ile ifade edilir: Zarafet, ziyaret ve ziyafettir.” [2]

“Cennet, Müslüman’ın baba yurdudur.” [3]

Çile

“Beden çile çekmeden ruh tekâmül etmez. Senin, senin hakkında şer gibi gördüğün şeyler hayrınadır; verdikleri nimet, vermedikleri de nimettir. Rıza makamına geldikten sonra her şey hoştur. Kulların Allah’tan rızası zordur ama Allah’ın kullarından rızası kolaydır. Kaza Allah’tan gelir. Allah’ı kullarına mı şikâyet etmek lâzımdır? Verirken razı olacağız da alırken itiraz mı edeceğiz?

Sevgi su gibidir, yukarıdan aşağıya doğru akar.

 

Tarihî Değerlerimizi Korumak

Bir kırık mezar taşımızı kırk yamalı bohçaya sarılmış sakal-ı şerif gibi koruyamazsak tarihi yok etmiş sayılırız. Avrupa’daki 24.000 Türk eserinden 20.000’ini Bulgarlar yıktı. Mostar Köprüsü’nü boşuna mı yıktılar? Tarihî değeri varsa bir tane taşa bile sahip çıkacaksınız.

En çok rahatsız edildiğimiz şey iftiradır.

Tebliğ ve Talim

Peygamberin birinci vazifesi vahyi tebliğdir. Tebliğden sonra kitabı talimdir. Tane, tane her şeyi öğretmektir. Sonra hikmeti, güzel ahlâkı öğretmektir. İnsanın işlenmesi, eğitilmesi gerekir. İnsanı, insan-ı kâmilin yetiştirmesi lâzımdır.

Sen kötü huyları terk et, iyi huylar gelir seni bulur” der Mevlânâ. Ramazan’da suçların % 50 oranında azalmasının sebebi budur. Ramazan’da en maddî olandan manevî olana doğru geçiş başlar.

Nimetin Şükrü

Her nimetin arkasından bir şükür borcumuz vardır. İbadetler bizim için bir nimettir.

Zekât ve fitrenin verilmesi aslında zenginin sevindirilmesi içindir. Mutlu olan aslında fakir değil, zengindir. Mutlu olmak istiyorsanız iyilik yapacaksınız. Kıstas budur!

 

Hayatın İksiri Nedir?

Biz hakikati anlattığımızda bazen taraftarlık ücreti istiyoruz. Hakikatin ifadesi için taraftar olmaya gerek yoktur. Kulların en hayırlılarından Musa Aleyhisselâma kulların en zalimlerinden Firavun’a hitabı sırasında tatlı dille hitap etmeyi tavsiye eden Allah aslında hayatın iksirini de ortaya koymuştur: Muhatabınıza tatlı dille, güler yüzle, tebessümle hitap edin! Ola ki, içine bir ürperti girer de, hakikate yönelir.Biz senin Rabbinin elçisiyiz.” diyen Musa Aleyhisselâm Firavun’a “Ben Rabbimin elçisiyim.” diye söze başlamıyor. Allah’ın Firavun’un da Rabbi olduğunu açıkça ifade ediyor.

 

Bir Gün Unutulacağımızı Unutmayalım. Dünya Böylesine Fânidir

Gözün uykusu gibi gönlün de uykusu vardır. Unutmak, unutulmayı da unutturur. İnsan nasipsizse eğer sadece dünyayı tercih eder. İnsan sadece dünyalık mıdır? Dünya uykusundan uyanmak gerekir. Kâinattaki her şey insana kendisini hatırlatmak için vardır. Kâinattaki bütün güzellikler, misafir, yani insanoğlu, yıldızlar dökülmeden, gökyüzü yarılmadan, iş işten geçmeden, insan nedamet getirip “eyvah” deyip pişman olmadan önce kendisine gelmesi için bir nizam, intizam, tertip ve düzen içinde yaratılmıştır. Kâinattaki her şey tutarlıdır, kurallara bağlıdır, eksiklik ve fazlalık yoktur, aksine mükemmellik vardır.

“Rabbiniz size kâfi değil mi? Her nefs ölümü tadacaktır.” Madem Allah’a isyan edecekseniz ve günah işleyecekseniz nimetlerinden istifade etmeyin! O’nun görmediği, O’nun olmayan bir mülke gidin!

“Allah mükemmeldir fakat mükemmeliyetçi değildir.” “Tamamı elde edilemeyen şeyin tamamı terk edilemez.” diyen Arapların sözü enteresandır.

 

Ya Rabbi! Bizi Namazımızdan Haberdâr Eyle!

Namazlarımızı en mükemmel namazı yakalayana kadar kılmaya devam edeceğiz. Sermaye (baş maya) namazdır. Allah kuluna amelinin en güzeli ile muhatap olur. “Ancak namazlarında huşu duyanlar kurtuluşa ererler.” Maun Sûresi’nin bu hükmünü unutmayalım!

 

Cimrilik

Cimriliğin en zirve noktası kulun Allah’tan kulluğunu esirgemesidir. Sevgide, merhamette, paylaşımda, cömertlikte cimriyiz. Hadis-i Şeriften cimrinin affedilmeyeceğini öğreniyoruz. Çünkü cimrinin itikadı bozuktur. Elindekilerin gideceğinden korkar, Allah’a güvenmez.

Taş Kalpler

Taş kalpleri yumuşatan ancak mezar taşlarıdır.

 

Hakikat

Hakikatin başı hiçbir devirde iktidarla ve iktidarda olanlarla iyi olmamıştır.

Niyaz

Cehl-i mürekkep ehli olanlardan eyleme ya Rab! Cehlini bilen ve kendisine ilim hırkasını giyenlerden eyle ya Rab!

Ya Rab! Bizi senden, seni bizden hoşnut eyle!

Ya Rab! Bizi uyananlardan, uyandıkça yananlardan, yandıkça sana hakkıyla kulluk vazifesini yapanlardan eyle!

Not: Bu makale, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 06.09.2010 tarih ve 359 sayılı nüshasında yayımlanmıştır. www.mersintercuman.com

 

 

Ekrem YAMAN

Antalya Vali Yardımcısı

Web: www.ekremyaman.com

E-posta: ekrem.yaman@icisleri.gov.tr 


[1] Prof. Dr. Mehmet GÖÇMEZ, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı.

[2] Vehbi VAKKASOĞLU, TRT 1 İftara Doğru Programı, 28.09.2008.

[3] Doç. Dr. Emin IŞIK.