BİRAZ DA AMERİKA’YI TANIMAYA NE DERSİNİZ?

 

SÜPER GÜCÜN MAZİSİ

Bugün dünyanın en büyük devletinin, süper gücünün geçmişi, 13 eyaletin bir araya gelmesi ile kurulan fedaral devlet yapısı esas alınırsa, 4 Temmuz 1776 tarihine kadar gider. Bizim en son devletimizin yıkılış süresi 300 yılı bulmuştur. O yüzden şanlı mâzimizden öğreneceğimiz çok şeyler vardır.

Son senelerde biz kendimize nasıl kötülükler yaptık? İyi bir araştırma konusu olur.

Bu millet ferasetini kullandığı zaman her şey bitecektir.

NATO ve BM demek ABD demektir.

11 EYLÜL 2001 SALDIRISI

Amerika kıtasının ilk işgâlcileri; kendi toplumlarında, vatanlarında istenmeyen, maceraperest, iş ve aş sahibi olamamış, bazı kaynaklarda belirtildiğine göre içlerinde nesebi gayri sahih olanların da bulunduğu insanlardır. Bu insanlar kendi yurtlarından macera aramak, servet yağmalamak, başkalarının zenginliklerine zorla el koymak gibi sebeplerle ayrılmışlardır. Servet edinmenin en kolay yolu kendi emeği ile kazanmış insanların elindekileri zorla almak, gerekirse silâh zoruyla almak, bunca zora rağmen direniyorsa öldürüp neyi var, neyi yoksa gasp etmek, çalmak, çırpmak suretiyle servet yığmaktır, stoklamaktır. Amerika, bu kıtanın yerli ırkları dışında, bu topraklara dışarıdan gelerek yerleşen atalarının katlettiği insanların sayıları ve yağmalanan, yok edilen medeniyetlerle ilgili olarak dünyaya tatmin edici bilgileri artık vermelidir. Bu, Amerika’nın mazisinden dolayı özür dilemek anlamına da gelir. Mayası böyle olan bir toplumdan günümüzde de başka bir şey beklenmez. Yani bugünkü nesil Amerikalılar da başka milletlerin servetlerini yiyorlar.

Amerika her zaman yalan ve talan üzerine hamle yapmaktadır. 11 Eylül 2001 saldırısı da bir yalandır. Büyük devletler bir operasyon yapacaklarsa bunun gerekçesi için kendi ülkelerinde kontrollü bir operasyon yaparlar. 11 Eylül 2001 saldırısı da bu yüzden kontrollü bir saldırı olup, El Kaide Teşkilâtı gibi bir gücün yapabileceği bir saldırı değildir. O yüzden 11 Eylül 2001 saldırısı da bir Amerikan yalanıdır. Saldırganların lideri olan zatın kardeşinin Amerika’nın zirvesindeki insanlarla ticarî ortaklıkları vardır. Bu saldırı ABD’nin kendi kendisine yaptığı bir saldırıdır. Dünyanın en modern teknolojisini kullanan Birleşik Devletler’e kendi toprakları içinde, bu kadar rahat bir ortamda, adeta elini kolunu sallaya sallaya defalarca saldırılabiliyorsa siz küçük ülkelerin başına gelecekleri hesaplayın! A.B.D. bu kadar gafil avlanamaz. İkiz kulelerdeki patlamaların içeriden dışarıya doğru olması bile insana bu mekânlara patlayıcı madde yerleştirildiğini düşündürüyor. Nerede kaldı Amerika’nın 16 istihbarat teşkilâtı ve bunun dünya çapında kurduğu istihbarat ağı? Hepsi Sam Amca’nın dünyaya karşı güç gösterisinin birer parçası olan yalan propagandası mıdır?

Türk siyaset adamları 11 Eylül 2001 saldırısının mânâsını anlayamamıştır. Anlasalardı Türkiye’nin hâli böyle olmazdı.

IRAK’IN İŞGALİ

Irak’ta kimyevî silâhların var olduğu iddiası da bir yalandır. Irak’ın işgâl gerekçesi de bu yüzden yalana dayalıdır. Zaten BM adına Irak’ta araştırma yapan komisyon bunca aramaya rağmen iddia edildiği gibi nükleer ve kimyevî bir silâha ve üretim tesisine rastlayamamıştır. Uçurulan yalanlar üzerine Irak’ta başlayan işgâlin acılarını hâlen Irak halkı çekmektedir. Öyle görünüyor ki, Iraklılar, ülkelerinde askerî bir darbe ile iş başına gelmiş Saddam Hüseyin gibi kendi milletlerinden bir fert olan bir zalimin günlerini mumla arıyorlar. Irak’ta Saddam döneminin sona erdirilmesi için Amerikan yönetimi ile işbirliği yapanlar acaba günün birinde Filistin’in lideri ve Ürdün’ün eski Kralı Hüseyin’in dedesi Şeyh Hüseyin gibi oturup vicdanî muhasebe ile hata yaptıklarını dünya kamuoyu önünde seslendirme cesaretini ve dürüstlüğünü gösterebilecekler midir?

Filistinlilerin çileleri İngiliz yalanlarına, bağımsız devlet kurma taahhütlerine ve altınlarına kanıp Osmanlı’yı arkadan vurdukları gün başlamıştı. Çileleri hâlen devam ediyor. İngiltere’nin vaat ettiği bağımsız Filistin devleti günümüzde sadece kâğıt üzerinde mevcuttur. Filistin, Osmanlı’nın sırtından hançerlendiği günden beri 1949’da kurulan İsrail’in ablukası, işgâli altında, sefaletin yüzdüğü bir toprak parçasıdır. Osmanlı’nın çekilmesinden sonra kaos ve fetret döneminin bütün acılarını yaşamış zavallı Müslüman Filistin halkı kendisini idare etmek iddiasındaki muhterislerin, emperyalistlerin işbirlikçilerinin kendilerine sunduğu acı diyetin borcunu ödemekle meşgûl… Her yabancı işgâl kuvvetinin işbirlikçisinin sonu kullanım süresinin sonunda tek kurşunla öldürülmektir. İkinci kurşunu sıkmazlar. İsraf olur. Hainlerin vurulacağı yer alınlarının ortasıdır. Kullanılacak o kadar insanın bol olduğu ülkelerde işgâlciyi suçlamak lüzumsuzdur.

Amerika’nın Irak’ta yaptığı askerî işgâl operasyonunun ilk hedefi Irak petrollerinin Amerikan şirketlerinin hâkimiyetine geçmesini sağlamaktı. O hedeflere tek tek başarıyla ulaşılmıştır. Amerika’nın Sudan işgâlinin üzerinden 24 saat geçer geçmez Sudan’da 26 adet petrol kuyusunun açıldığını dünya gelişmelerine biraz olsun ilgi duyanlar hatırlayacaklardır.

İleride Saddam Hüseyin hakkında tarihin hükmü herhâlde şöyle olacaktır:

Zalim yaşamış Saddam daha büyük zalimlerin kadrine uğradı ve mazlumlar mezarlığına gömüldü.[1]

Hiçbir zaman zalimi alkışlamadan insan haklarına saygı göstermeliyiz. Iraklılar zalimleri alkışladılar ve diyetini çok ağır ödediler, diyet borçları hâlen bitmedi.

Zalimler, önce kendilerine yaltaklananları keserek işe başlarlar. Tarih boyunca Batılı önce kendi kuklalarını harcamıştır.

IRAK İŞGALİ VE TÜRKİYE

Irak işgâlinden sonra bir milyondan fazla insan katledildi. Irak’ta yaşadığımız tecavüzlerin ‘subay ve astsubayların başına çuval geçirme, Bağdat’ta çapraz ateşe alma ve katliamlar’ın hesabı sorulamadı. Yine aynı şekilde Muavenet Zırhlısı’na atılan 2 füzenin hesabını da ABD’den soramadık. Şehit edilen askerlerin yakınlarına basit tazminatlar verilerek konu geçiştirildi, kapatıldı. Telefar’da Türkmen kardeşlerimizin katledilmesine de ses çıkartamadık. Bu coğrafyada imparatorluk kurmuş Türkiye sadece konuları geçiştiriyor, gündemden düşürüyor. Atatürk’ün dediği gibi Türk Milleti kendisiyle özdeşleşecektir. Amerikanlaşmayacaktır, Batılılaşmayacaktır. Çağdaş (muasır) devletler seviyesinin üstüne çıkacak ve kendisiyle özdeşleşecektir.

VİETNAM GERÇEĞİ

Vietnam olayı da bir Amerikan düzmecesidir. Güney Vietnam’daki Amerikan işbirlikçilerinden birçok generalden bazı şanslılar Amerika’da çöpçülük yapıyor. Gerisi açlıktan ölmüştür.

Günümüzde Amerika bir taraftan Irak’tan nasıl kaçacağının hesabını yapıyor. Diğer taraftan da Amerikalıların Irak’ta kalma gayeleri ekonomik bir sömürüdür ve 50 yıllık bir süreyle Irak’ta kalmayı plânlıyorlar.

Amerika 75 yıllık sosyal harcama bütçesini Irak savaşında bitirdi. Amerika’nın içinde bulunduğu iktisadî krize “garantili belirsizlik” deniyor.

Amerika 1963’de Küba’yı işgâl etmek için bir gerekçe hazırladı. Uzaktan kumandalı bir uçağı kendileri düşürmeyi planlamışlardı.

1950-51 yıllarında İsrail Kürt Yahudileri İsrail’de devlet terbiyesi aldıktan sonra Türkiye üzerinden Kuzey Irak’a geri döndüler.

Bütün bu gelişmeler siyaset dünyasında hiçbir olayın tesadüfen gelişmediğini, aksine önceden planlanarak adım adım uygulanan bir senaryonun parçası olduğunu ortaya koyuyor.

Ders almak isteyenler mutlaka şuurluca tarih okusunlar. 17.08.2012

 

Not: Bu makale, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 04.09.2012 tarih ve 458 sayılı nüshasında yayımlanmıştır.

 

 

 

Ekrem YAMAN

Sinop Vali Yardımcısı

Web: www.ekremyaman.com.tr

E-posta: ekrem.yaman@icisleri.gov.tr



[1] Oral ÇALIŞLAR’ın yorumu.