İŞSİZLİĞİN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN ÖNERİLER

 

İşsizlikle Mücadele Programı”nın öncelikleri olarak akla gelen başlıca öneriler şöyle sıralanabilir:

İstihdam artışını yalnızca ekonomik gelişme ve büyümenin sonucu olarak gören yaklaşımlar geçersiz olup, yerine istihdam edilebilirliği dikkate alan bir büyüme politikası hayata geçirilmelidir. Burada bütün üretim sektörlerine yönelik politikalarda, istihdam amacını dikkate alan yaklaşımlar benimsenerek uygulamaya konmalıdır.

Özellikle imalât sanayi ve genel olarak sanayi başta olmak üzere, durdurulan kamu yatırımları yeniden başlatılmalıdır.

Çalışanların ödedikleri vergiler, yeni yatırım ve yeni istihdam alanları olarak geri dönebilmelidir.

İşsizlik ve işten çıkarmalarda önde gelen sebeplerden biri olan özelleştirme uygulamalarında kârlı faaliyetleriyle ekonomimizin can damarı olan müesseselerin özelleştirilmesine son verilmelidir.

Kamu harcamalarının kısıtlanması ve KİT’lerin özelleştirilmelerine paralel olarak, kamu sektöründe ve belediyelerde hizmet alanlarında yaygın bir şekilde başlatılan ve giderek doğrudan üretim işyerlerinde yaygın bir şekilde uygulanan taşeron eliyle istihdama son verilmelidir.

Somut olarak yeni istihdam alanı açan özel sektöre teşvikler verilmelidir.

Haftalık 45 saat olan kanunî çalışma süresinin ücretlerde bir indirim yapılmaksızın 40 saate indirilmesi ile önemli bir istihdam alanı açılmış olacaktır (Mülga D.İ.E.’nin eski tespitlerine göre 1,5 milyon kişi).

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nun 158 sayılı Sözleşmesi’nde öngörülen iş güvencesi her çalışana ve her alana teşmil edilmelidir. Türkiye, 158 sayılı ILO Sözleşmesi’ni onaylamıştır. Bu konudaki uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmelidir.

İş güvencesi işsizliğin önlenmesi ve sosyal devlet ilkesinin gereğinin ifâsı açısından büyük önem taşımaktadır.

İç göç azaltılmalı ve önlenemeyen göç sanayi ve yerleşme açısından büyük kentlerden ziyade, gelişme potansiyeli olan diğer kentlere yönlendirilmelidir. Bu kentlerde ve bölgelerde tarıma dayalı sanayiler, küçük ve orta boy işletmelere dayalı istihdam yaratan ileri teknolojiler sağlanmalı, verimli sanayi sektörleri teşvik edilmelidir. Bunların dışında, kamu eliyle büyük sanayiler ve diğer işyerleri kurulmalıdır.

Kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı her türlü ekonomik faaliyet önlenmelidir. Kayıt dışılık şiddetle cezalandırılmalı ve sistemin içine çekilmelidir. Öncelikle, bu kategoride çalışanların sosyal güvenlik kapsamına alınması sağlanmalıdır. Bu sektörde hiçbir kanunî çalışma statüsüne bağlı olmaksızın, insanlık dışı ve sağlıksız şartlarda çalışılmaktadır. Bu kötü çalışma şartlarında istihdamın yaygınlaşması, konunun üzerinde özel olarak durulmasını gerekli kılmaktadır.

Özellikle kısmî süreli (part-time) çalışma, belirli süreli hizmet akdiyle çalışma ve taşeron eliyle çalıştırma gibi hızla yaygınlaşan standart dışı istihdam biçimine karşı işçiyi koruyucu mevzuat bir an önce çıkartılmalı ve hukukî çerçeveye kavuşturulmalıdır.

Eğitim-istihdam faaliyetleri bir bütün olarak ele alınmalıdır. Eğitim sistemi, her kademesi için ihtiyaçları karşılayacak şekilde yeniden gözden geçirilmelidir. Mevcut durumda, Türkiye’de eğitim sisteminin, iş gücü piyasası ve nitelikli işgücü yetiştirebilecek şekilde yeniden yapılandırılması zorunludur. Bu çerçevede, eğitim sistemimizin geliştirilerek yeni şartlara uyum sağlama çalışmalarına hız verilmelidir.

İş ve İşçi Bulma Kurumu kapatılarak, Türkiye İş Kurumu oluşturulmuştur. Türkiye İş Kurumu’nun teşkilini sağlayan K.H.K.’nin 4. maddesinde kurumun organları arasında sayılan İl İstihdam Kurulunun il düzeyinde istihdamı koruyucu, geliştirici ve işsizliği önleyici tedbirleri tespit etmek gibi olumlu görevleri de bulunmaktadır. Söz konusu kararnamenin 30, 31 ve 32. maddeleri özel istihdam bürolarının kurulmasını ve çalışmalarını düzenlemektedir.

Özel istihdam büroları bu maddelerin hükmü çerçevesinde 01.09.2002 tarihinde yürürlüğe girecek şekilde düzenlenmiştir. Özel istihdam bürolarının bir müddet sonra işçi simsarlığına dönüşeceği endişesini taşıyorum.

Özel istihdam bürolarının görevlerini Türkiye İş Kurumu, İl İstihdam Kurulu yapmalıdır. Ülkemizde 5 milyondan fazla kaçak işçi çalıştırılmaktadır. Türkiye İş Kurumu bu konuda yetkilendirilmeli ve yaptırım yetkisi verilmelidir. 14.02.2011

Not: Bu makale, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 21.02.2011 tarih ve 383 sayılı nüshasında yayımlanmıştır. www.mersintercuman.com

 

Ekrem YAMAN

Antalya Vali Yardımcısı

Web: www.ekremyaman.com

E-posta: ekrem.yaman@icisleri.gov.tr