Bütün yanlışlıkların başı aceleciliktir; bütün iyi işler dâimâ teenni ile yapılan işlerdir.
Fazla söz, sormadan söylenip, insanı usandıran sözdür.

Az söz ise, sorulduğu zaman söylenen ve bir ihtiyacı karşılayan sözdür.
Sözü güzel ve iyice düşünerek söyle; ancak sorulduğu zaman söyle ve kısa kes.
Her yokuşun bir inişi, her tepenin bir çukuru, her sevincin bir kederi ve her acıya karşı bir lezzet vardır.
Tavır ve hareketin doğru olsun, doğru yoldan sapma, alçak gönüllü ol, tevâzû ile söz söyle, büyük söz söyleme.
Büyük ve halka baş olmak istersen, doğru yoldan şaşma.

Her sözü dinle, fakat hemen inanma; gönül sırrını açma…

İçli dışlı olmadan önce, insanı tecrübe et.

Eğer öfkelenirsen, kendini tut, sabırlı ol; sabırlı insan sonunda sevince kavuşur.
Toplantılarda bulunursan, ihtiyatla söz söyle; başkalarının evinde gözüne dikkat et.
Heves ve öfke ânında hiçbir iş yapma; her iki hâlde de dişini sık, sabret.
Acelecilik, zevzeklik ve hiddetli mizaç bilgisizlik alâmetleridir.

Hayasızın yüzü, dikkat edersen, etsiz bir kemiktir; hayasızın özü ise, kapanmaz bir gediktir.
Tanımadığın adamı tanımak istersen, onun tanıdıklarını sor, o zaman anlarsın.
Kötülere haşmet ve siyâset, iyilere ise dâimâ hürmet lâzımdır.

Sevilen kimseyi gözden düşürmek ve onu sevimsiz yapmak istenilirse, va’d edilen şeye mâni olmak ve vermemek kâfidir.
Hangi işi yapmak istersen, önce bunu gönlüne danış.

Sonra başkaları ile meşveret et, her sözünü danış; fakat içine sinmezse, o işten kendini uzak tut.
Sana herkesten daha yakın olan kendindir; gönlünün tasvip etmediği işi bırak.

Gönlün heyecanlanır ve insanı harekete getirirse, bil ki, istenilen iş çabuk olacaktır.

Gönül beydir, bütün vücut onun kuludur; bey nereye giderse, kul onu tâkip eder.

Gönül heyecanlanır ve bir dilekte bulunursa, dileğini elde etmeden, o sükûnet bulmaz.

İnsanı tecrübe etmek için, onu bir def’a görmek kâfidir; arzusunu anlamak için, onun birkaç sözü kâfidir.
İnsanların sana ne vakit yakınlık göstermelerini istersen, onlardan hiçbir istekte bulunma ve onların suyuna git.
Bir kimsenin aslını öğrenmek istersen, onun hareketine bak, hemen anlaşılır.

Hem kendinin hem sözünün nüfûzunu kırmamak istersen, her işe müdâhale etme; bu suretle onu temin etmiş olursun.
Sana ‘siz’ diyenlere sen de ‘siz’ tâbirini kullan; mukabelede dâimâ karşındakinden daha nazik davran.
Kaya yankısından daha aşağı kalma; sana ‘sen’ diyenleri sen de senle.

Kendini unutma; eğer kendini unutursan, aslını hatırla.

Bir işi iki kişiye birden tevdi etme; onlar birbirlerine yüklerler ve iş yapılmadan kalır.
Doğru söz sert olur ve gönle acı gelir; bu sözün mânâsını iyice rûhuna sindirirsen, faydası senin için tatlı olur.
İnsanların aslına onun hareketi şâhiddir; hareketi nasıl ise aslı da odur.

Gönül beydir, vücut ise, kul ve esirdir; o kendisine söylenen sözlerden bâzen soğur, bâzen de ısınır.
Her sözü dinle, ancak lüzumlu olanı al; lüzumsuz olan sözleri orada bırak.

Sözü dinle, doğru veya yalan olup olmadığını araştır; doğruyu kabûl et, yalanı cezalandır.
İnsana insanlığı nispetinde mukabelede bulun; böyle mukabelede bulunduğu için, insana insan adı verilmiştir.
Dünya düşüncesini kısa tut, ibadeti uzun; acele ederken, sâkin ve hiddetlenirken de, halîm ol.
Kendini unutma, aslını ve menşeini bil.

Cömert ve alçak gönüllü ol, başkalarının ayıbını görme, ört ve yok farz et.
İnsanoğlu, dikkat edersen, ne kadar zayıf bir mahlûktur; sevinci az ve her şey onun için bir kaygı kaynağıdır.
‘Bilirim’ dersen, sen henüz bilgiden uzaksın; bilenler arasında sen bilgisizden sayılırsın.”

Balaragun’da(Kırgızistan) 1025’te doğan ve asil bir Türk ailesinden olduğu anlaşılan Yusuf Has Hâcib, ünlü eseri Kutadgu Bilig (Saadet Veren Bilgi) adlı manzum eserini bu kentte yazmaya başladı(1069). Tamamladıktan sonra(1070) Kaşgar’da Karahanlılar Hakanı Ebu Ali Hasan’a sundu ve has hâcibliğe(mabeyinci) getirildi. Ebu Ali Hasan 1073’te imparator olmuştur.
6.500’e yakın beyitten oluşan Kutadgu Bilig, Türklerin İslâm Dinini benimsemelerinden sonra bilinen ilk Türk edebiyatı eseridir. Genel olarak faûlün-faûlün-faûl ölçüsüyle yazılmış eser, dünyada ve “öbür dünya”da insanın mutlu olması, toplumun ve devletin ileri gitmesi için neler yapması gerektiğini belirten, bilgi ve erdem çeşitlerini sıralayan, öğretici bir mesnevidir. 
1947 ve 1959 yıllarında eserin yeni basımları yapılmıştır. 
Büyük Türk Hakanlığı tacına sahip Karahanlı Hanedanının “uluğ-hâcib” yani saray nazırı olan Yusuf’un Kutadgu Bilig’i, şairin felsefî ve içtimaî fikirlerini açıklayan bir tefekkür eseridir.
Kutadgu Bilig, XI. asırda Kaşgar’da edebî şivesi konuşulan Türkçe’nin Hakaniye(sonradan Çağatay) diyaleğinin kusursuz örneklerini verir. 

Not: Bu makale, Karapınar’ın Sesi Gazetesi’nin Haziran 1992, Temmuz 1992 tarih ve12, 13. sayısında, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 05.06.2006 tarih ve 167 sayılı nüshasında yayımlanmıştır.