GÖZLER TÜRKİYE’YE DÖNDÜ Dünyaya, komşularımıza yön verenler bize de yön vermeye çalışıyorlar. Türkiye’nin kalite standardı seviyesinden bakılınca bir numaralı mes’elesi namuslu adam yokluğudur. İkinci mes’elesi ise devlet adamı noksanlığıdır. Türkiye’de parayla yapılan kamuoyu yoklamaları Almanya’da Göbels’in yutturduğu propaganda tekniklerine benziyor. İşini çok profesyonelce yapan namuslu insanlara asla bir sözüm yoktur. Siyaset yapmak adına Türk Hazinesinden alınan 380 trilyon Lira 22 Temmuz 2007 milletvekili genel seçimleri için meydanlara akıtılmıştır, aktarılmıştır. Dünyanın hiçbir ülkesinde böyle bir israf yoktur. Türk siyasî hayatında boy gösteren ve siyaset vitrininde resimleri çoktan arşiv odasına asılan parti genel başkanlarından bazıları hazıra konmuşlardır. Onlar lider değildir. Sadece parti genel başkanıdırlar. Lider, bir teşkilâtı kuran ve başarıyla yaşatandır. Kendi gayretiyle ve çalışmasıyla başarıyı yakalayan Japonya’nın mucizesinin sırrı, ferdî çalışma yerine kolektif iş gücünün tercih edilmesindedir. Türkiye, bilim ve eğitim gibi iki itibarlı kavramı, gençlerini askerlik ve evlenme çağına gelene kadar oyalayacak bir “boş zamanları değerlendirme ve avutma” usûlü olarak görmektedir. İngilizlerin ünlü The Economist Dergisi’ne göre, Türkiye’nin AB üyelik süreci ciddiyet kazandıkça “Kemikleşmiş Kemalistlerin huzuru kaçtı. Zira bu kez bazı siyasîlerin değil, ordunun Atatürk’ün 80 yıl önce gösterdiği çizgiye meydan okuması vardı. Tartışma, koalisyon hükûmetinin idam ve Kürtçeye yönelik sınırlamalar konusunda yapılacak reformlar sebebiyle ağız dalaşı yaptığı döneme denk gelince daha bir kritik hâle geldi.” Batılının tanrısı ikiyüzlülüktür. Batılı Müslümanlara karşı her zaman gerçek yüzünü saklar. Türkler Batılının uyguladığı bu çifte standart uygulamalarının istisnası değildir. İnsanı tanımanın en iyi yolu dünyanın her yerinde siyasettir. İnsandan ümidi kesmekten daha kötü bir şey olamaz. Hiçbir dil kutsal değildir. Dil insanların meramlarını ifade etmenin bir vasıtasıdır. Batılının karşısında komplekse düşerek kültür emperyalizmine teslim olmak ayrı bir zavallılıktır. Karabağ’ı Ermeni ve Rus işgâline karşı savunamayan Türkiye bunun bedelini ileride ödeyecektir. Türkiye’de gündem değiştirilirken Hrant Dink’in öldürülmesiyle Ermenistan ile Kürdistan’ın beraberliği de sağlanmıştır. Bugünün Türkiye’sinde dedesinin dilini anlayan Türk gençliğinin oranı % 1’i bile bulmaz desem içinde bulunduğumuz perişan hâli abartmış olur muyum? II. Dünya Savaşı sonrasında Almanya’nın vaziyeti de bize benzedi. Almanya hâlen Amerika’nın işgâli ve kontrolü altındadır. 140 bin Amerikan askeri hâlen Almanya’dadır. 1968’den sonra Almanya’da da eğitimin kalitesi Amerika tarafından bozulmuştur. Avrupalılar kendi kafalarına göre bir şey yapamıyorlar. Onlar da uzaktan yönetiliyor. O yüzden Türkiye’den pek de farkları yoktur. Amerika, kendisi ortada olmasın diye bazı şeyleri Avrupalılara söyletir. Bir yerlerin başına oturtulanların vazifesi kendilerine fısıldananları etrafa yaymak üzere hoparlör olmaktır. Çevrenize bu gözle bir bakın! Bakalım neler göreceksiniz? 13.11.2012 Not: Bu makale, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 20.11.2012 tarih ve 469 sayılı nüshasında yayımlanmıştır. Ekrem YAMAN Sinop Vali Yardımcısı Web: www.ekremyaman.com.tr E-posta: ekrem.yaman@icisleri.gov.tr