İLETİŞİM NEDİR?

 

İletişim sözünün içine iletişim araçları, haberleşme faaliyeti, odada konuşulan bir söz, uydu aracılığı ile gönderilen bir mesaj girmektedir. Medya veya başka bir deyişle gazete, kitap, dergi, radyo, televizyon gibi kitle iletişim araçları; bilgisayar, telefon, uydu gibi iletişim teknolojileri; konferans, konser, tartışma gibi kişiler arası veya gruplar arası haberleşme; işaret, bakış, gözyaşı, gülümseme, mimikler, giyinme alışkanlıkları gibi sözsüz iletişim; dahası sessizlik bile iletişim sözcüğünün anlamı içindedir.

KİTLE İLETİŞİM ARAÇLARI NELERDİR?

Her elektrikli iletişim aracı şüphesiz kitle iletişim aracı değildir. Temel kitle iletişim araçları şunlardır:

1)      Baskı,

a) Kitaplar,

b) Dergiler,

c) Gazeteler.

2) Film,

Ticaret amacıyla yapılmış sinema filmleridir.

3)      Yayın araçları,

a)       Radyo,

b)       Televizyon.

“Birçok insandan duyarız ‘Beni kimse anlamıyor’ sözünü. Anlaşılmamak bu çağın en büyük sorunu. Ah bir kendimizi karşımızdakine anlatabilsek! Sık sergilenen ama negatif olduğu bilinmeyen bazı davranışlar, günlük hayata nüfuz etmiş adeta.. Önce bunların farkına varmak gerekiyor. Bir başkası ile iletişim kurmak için önce o insana ‘gitmek’ lâzım.. Çünkü iletişim için önce o insana ‘ulaşmalısınız’. İletişim hayali de olsa başkasına gidebilmek için bir yol ya da ‘merdiven’ inşa etmektir. O’na doğru uzatılan bu merdivenin, bazı basamaklarına basmadan geçmek, bazılarını ise özellikle atlamak gerekir. Sapa ve zor olan bu yolun girişini iletişimin altın anahtarı ile açmak mümkün. İşte bir insanın sizi anlayabilmesinin ya da yanlış anlamamasının ipuçları! Ulaşamadığınız bir insana ‘gitmenin’ yolları.. İster ofiste, ister arkadaş çevresinde ‘çok zor’ dediğiniz insanlarla iletişim kurmak aslında hiç de sandığınız gibi imkânsız değil. Tartıştığınız ve ipleri kopardığınız bir insanla da tekrar pozitif bir dil yakalamanız mümkün… Yeter ki, siz doğru ipuçlarını bulun…

* Başkasının davranışını yargılamayın; ‘Ekipteki herkes fazla mesai yaparken, sen mesai bitiminde gidecek kadar düşüncesizsin’, ‘Ofis armağanlarına katılmadığın için çok bencilsin’ gibi yargılamalar hiç bir anlam ifade etmez. Yalnızca karşınızdaki insanın savunmaya geçmesini sağlar.

* Cümlelerinizi ‘ben’ diye kurun, ‘sen’ diye değil: ‘Sen’ ifadesi o insanı suçlayabilir. ‘Raporu zamanında teslim etmiyorsun’ yerine, ‘Haftalık raporu pazartesi sabahı 10.30′da elimde istiyorum’ ya da ‘Dinlemiyorsun’ yerine ‘Bu konuya konsantre olmanı istiyorum’ demeniz daha doğru.

* Özür dilemeyin: ‘Bu konuda seni rahatsız ettiğim için üzgünüm. Tam bir baş belâsı olduğumu biliyorum. Ancak seslere karşı çok hassasım. Sen radyo dinlerken ben konsantre olamıyorum’ gibi cümleler çok yanlış. Düşüncelerinizi söylemek için kendinizi aşağılamanıza gerek yok!

* Uygunsa, yumuşatıcı cümleler kurun. ‘Bilerek yapmadığını biliyorum’ veya ‘Kötü niyetli olmadığını biliyorum’ gibi cümleler kurarak karşınızdakine düşünme şansı vermiş olursunuz.” [1]

 

İLETİŞİMDE 11 ALTIN KURAL

“İletişimi, genel olarak insanlar arasında söz, yazı ya da işaretlerle karşılıklı olarak duygu, düşünce, bilgi aktarımını ve paylaşımını daha basite indirgersek anlaşmayı sağlama olarak tanımlamak mümkündür.

Ancak son yıllarda çok sık duyar olduğumuz bir sorun var. Bu sorunun adı ‘iletişim kazaları’. İletişim kazaları ne demektir? ‘Ben aslında öyle demek istemedim. Beni yanlış anladın. Kendimi ifade edemedim.’ Bu sözler iletişim kazalarından sonra dile getirilmektedir. Bu gibi sözleri söylememek yani iletişim kazası yapmamak için bazı temel kurallara uymamız gerekmektedir. Eğer bu kurallara riayet edersek iletişim kazası yapma oranınız büyük ölçüde azalacaktır.

İşte iletişimde 11 altın kural:

1. Sözlü iletişim söz ile olduğu kadar beden hareketlerini de ihtiva etmektedir. Bu nedenle beden hareketlerimize dikkat etmek mecburiyetindeyiz. Herhangi bir fizikî engelimiz yoksa mümkün oldukça konuşurken muhatabımıza yani karşımızdaki kişiye bakmalıyız. Konuşurken başka yerlere bakarsak karşımızdaki kişi kendinin ciddiye alınmadığını düşünebilir. Ayrıca el ve kol hareketlerimize de dikkat etmeliyiz. Kollarımızı kavuşturmamalıyız. Bu duruş tarzı kızgınlık ifade eder. Parmaklarımızı masaya vurmamalıyız. Bu hareket de kibirli görünümü verir.

2. Eğer utangaç ve fazla konuşmayan biriysek bunu muhatabımıza söylemeliyiz. Çünkü bu özelliğimizi belirtmezsek muhatabımız bizi sıktığını düşünebilir ve rahatsız olur.

3. Normal hızda konuşun ne çok hızlı ne de çok yavaş. Eğer hızlı konuşursak tüm söylediklerimiz anlaşılmayabilir, vurgu ve tonlama yapamadığımız için sözlerimiz etkisiz olur. Yavaş konuşursak da bu kez muhatabımız sıkılabilir ve dikkati dağılır.

4. Eğer ilk defa tanıştığımız ya da karşılaştığımız kişi ya da kişilere hitap edeceksek bizim bu kişiler üzerinde ne gibi bir izlenim bıraktığımızı fazla düşünmemeli, onların hareketlerinden sonuçlar çıkartmamalıyız. Bu türden verdiğimiz tepkiler bizim heyecanlı olduğumuz izlenimi verir. Konuşurken rahat olmalıyız.

5. Konuşmamızı bitireceğimiz zaman geçerli bir sebep öne sürmeliyiz. Karşımızdaki kişi ile konuşmaktan keyif aldığımızı belirtmeliyiz.

6. Karşımızdaki kişiye iltifat ederken samimî ve içten olmalıyız. Şaka mahiyetinde de olsa alaycı ya da soğuk espri diye adlandırılan sözler söylememeliyiz.

7. Bize iltifat edildiğinde de alçak gönüllü olmalıyız. Teşekkür edip konuşmaya devam etmeliyiz. Tevazu olsun diye iltifatı ısrarla kabul etmemek yine kibirli olduğumuz izlenimi verebilir.

8. Birisini eleştireceğimiz zaman kişinin duygularını göz önünde bulundurmalıyız. Kırıcı eleştiriler yapmamalıyız. Başkaları ile kıyas kesinlikle olmamalı. Topluluk içerisinde değil de daha çok özel görüşerek eleştiri yapmalıyız. Bu, kişide eleştiriyi kabullenme oranını arttıracaktır. İnsanlar genellikle topluluk içerisinde savunma mekanizması ile eleştiriyi haksız bulup karşı çıkabilirler.

9. Biz eleştiriliyorsak sakin olmalı ve savunmaya geçmemeliyiz. Eleştiriyi düşünmeli eğer haklılık payı varsa kendimizi düzeltmeli, haklılık payı yoksa yersiz bir eleştiri ise fazla ehemmiyet vermemeliyiz. Kişi bizi topluluk içerisinde eleştiriyor ve incitiyorsa içgüdü sevkiyle savunmaya geçmek istesek de savunmaya geçmemeli, ‘bu düşüncelerini bana özel olarak söylemeni isterdim’ demeliyiz.

10. Konuşmalarımızda ‘lütfen’ ve ‘teşekkür ederim’ gibi sözleri sıkça kullanmaya özen göstermeliyiz.

11. İletişim sırasında öksürürsek ya da esnersek elimizle ağzımızı kapatmalıyız. Öksürmenin veya aksırmanın arkasından hemen elimizi yıkamaya özen göstermeliyiz. Karşımızdaki kişinin elini ne vebalı gibi tutup bırakmalıyız ne de koparacak gibi sarılmalıyız. Nazikçe tokalaşmaya özen göstermeliyiz.” [2]

Not: Bu makale, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 05.04.2010 tarih ve 342 sayılı nüshasında yayımlanmıştır. www.mersintercuman.com 

 

 

 

 

Ekrem YAMAN

Antalya Vali Yardımcısı

Web: www.ekremyaman.8k.com

e.posta: ekrem.yaman@icisleri.gov.tr


[1] www.meleklermekani.com/faydalibilgiler/129529-iletisimin-altin-ipuclari.html

[2] İsmail ÇEVİKBAŞ, “Etkili Bir İletişim İçin 11 Altın Kural,” 21.12.2007, www.hhtp://forum.memurlar.net. Tarafımdan metne küçük ilâveler yapılmıştır (E. Y).