İÇİNDEKİLER

I. Birleşik Devletler

II. Birleşik Devletlerde Vali

III. Birleşik Devletlerde Belediye Başkanı

IV. Amerika Birleşik Devletlerinde İdare

V. Amerikan Hayatında İdare

A. Yürütme Bölümü

B. Yasama Bölümü

C. Yargı Bölümü

D. Diğer Federal Mahkemeler

VI. Amerikan İdaresinin Prensipleri

A. Yetki Ayrılığı

B. Siyasî Partiler ve Seçimler

C. İki Partili Sistem

VII. Amerikan İdaresinde Gelişme

A. İngiliz Mâzîsi

B. İlk Amerikan İdaresi

C. Amerikan İdaresinde Gelişme

D. İdarenin Problemleri

VIII. Bir Kanun Tasarısı Nasıl Kanun Olur

 

 


AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDE İDARE

Doğudan batıya 4.500 km., kuzeyden güneye 2.500 km. alana sahip Birleşik Devletlerin ana toprak parçası neredeyse çeşitli iklim ve fizikî özellik arz eder. Ana kara parçası, (A.B.D.nin sınırları içindeki toprak) Hawaii ve Alaska eyaletlerinin kapsamı 9 milyon km² den fazla bir alanı, Hawai ana kara parçasından 3.200 km, Alaska (Alaska ana yolunun yakınında Kanada’dan geçerek) kuzeybatıya doğru 3.170 km mesafedeki alanı ihtiva eder.

Kısa bir açıklama ile özetlemek gerekirse Birleşik Devletler çok geniş ve değişik bir memlekettir. Onun bazı farklarını anlamak için Birleşik Devletler 6 bölgeye bölünmüş olabilir. Her bölge iktisadî, coğrafî, kültürel ve bazı yönlerden diğerlerinden farklıdır.

Haritanın kuzeydoğu bölümüne bakın, ki o yerde en geniş şehir New York’tur. Manhattan Adası New York şehrinin merkezidir, New York şehrinin yeri Kızılderililerden 24 Dolar gibi değersiz bir miktara satın alınmıştı. Şimdi New York Birleşik Devletlerin malî merkezidir. Azametli özgürlük meş’alesini tutan engin Hürriyet Anıtı ve New York limanından içeriye yelkenliyle girdikleri sırada bilinen göçmenlerin çoğu için New York karşılama limanıydı. Kuzeydoğuda New York’tan başka daha büyük üç liman vardır. Hepsi de New York’a benzeyen büyük malî, ticarî ve endüstri merkezidirler.

Boston, kuzeyde, dışarı balıkadamları, balina avcıları, Yankee sürat tekneleri gönderen, onların gemi ile Çin denizlerine sefere çıktıkları bir limandır. Boston, New England Eyaletinin kalbidir ve en önemli şehirlerden ve ilk sömürgelerden biriydi. Philadelphia, ilim ve devlet adamı Benjamin Franklin’in yaşadığı, Bağımsızlık Bildirisinin ve Anayasanın tanzim edildiği yerdir. Baltimore, ticarî ve endüstri merkezi ve önemli limandır.

Boston’dan Washington’a kadar mesafe 719 kilometredir. Memleketin kara alanının % 2 sinden azında nüfusun % 20 sinden çoğu bu dar kıyı şeridi boyunca yaşar, Washington, bu şehirler dizisinin sonunda güneyde, gökdelenleri olmayan ve az miktarda endüstriye sahip bir şehirdir. A.B.D Kongresinin toplandığı bina Beyaz Saray, Washington Anıtı ve Lincoln ve Jefferson Anıtları önemli noktalardır. New York’un kuzeybatısında 1.000 kilometrede Detroit’e kadar Erie Gölü’nün zirvesi çevresinde kavis meydana getiren çiftlikler ve inişli yokuşlu tepelerin güzel bir sayfiyesi New York’tan Hudson Nehri boyunca içeriye doğru bakın. Detroit araba motorları parça üretiminin doğum yeriydi, bugün Detroit memleketin araba üretim karargâhıdır.

Birleşik Devletlerin ikinci en büyük şehri Chicago’dur. Michigan Gölü’nün güneybatı kıyısı etrafında 47 Km’ lik alan bir demiryolu merkezi, Büyük Göller deniz taşımacılığı merkezi ve tahıl ambarı, satılacak veya kesilecek hayvanların geçici olarak muhafaza edildiği yerler olarak ünlüdür. Yakınında büyük çelik yapı şehirler vardır. Chicago, A.B.D.’nin orta bölgesine hizmet eder, fakat Chicago kuzeydoğunun dâhil edildiği bölge ile ilgili huduttan dolayı kuzeyin deniz taşımacılığı ve endüstri merkezleri ağının bir parçasıdır. Birleşik Devletlerin en önemli endüstri alanı kuzeydoğudur.

AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNDE İDARE

Birleşik Devletler İdaresi yurt içinde ve yurt dışında Amerikan milletini temsil eder, korur ve ona hizmet eder. Washington’da bulunan başkentten onun faaliyetleri ve etkisi dünyanın her tarafına ulaşır. “Birleşik Devletler İdaresinin üç bölümü-yürütme, yasama ve yargı-anılan sıraya göre Başkan, Kongre ve Yüksek Mahkeme tarafından temsil edilir. Genel olarak konuşmak gerekirse Başkan konuları tatbik eder, Kongre karar verir ve eğer herhangi bir sorun çıkarsa Yüksek Mahkeme bu kanunların anlamını açıklar, yorumlar.” Dünyanın birçok bölgesine yerleştirilmiş Birleşik Devletler askerî kuvvetleri Amerikan politikasına ve barışı korumaya yardım eder. Milletlerarası teşkilâtlarda çalışan idare temsilcileri diğer idarecilerle olan engelleri aşarak teknik yardım sağlarlar. Devlet hizmetlerinde çalışan memurlardan milyonlarcası ve diğer çalışanlar yurt içinde ve yurt dışında hükûmet programlarını icra ederler.

Birleşik Milletler Anayasası tarafından kurulan federal sistem altında Birleşik Devletler İdaresi eyaletlerle devlet ile ilgili yetkileri bölüşür. Diğer memleketlerin millî idarelerinin çoğu merkezîleştirilmiş veya bölünmez, bütündürler. Onlar her konuda kat’î, kesin yetkiye sahiptirler ve mahallî idarelerle eyalete sınırlı yetkiler verirler.

Birleşik Devletlerde İdare üç derecede çalışır: Millî, eyalet, mahallî idare. Washington’daki federal idare eyaletleri ortadan kaldıramaz veya onların sınırlarını yeniden düzenleyemez. Federal idare sadece Anayasa tarafından belirtilmiş veya verilmiş yetkileri kullanabilir. Eyaletler Anayasa tarafından onlara men edilmiş olmayan veya onlar için saklı olan yetkileri kullanırlar. Bazı bölgelerde federal ve eyalet idareleri mutabık yetkilere sahiptirler. Yani, onların ikisi de yetki kullanma hakkına sahiptir. Amerikan yargı sistemi federal ve eyalet idareleri içinde onların özel yetki alanlarını muhafaza eder.

Birleşik Devletler İdaresi kanunlar yapar ve tatbik eder, vergiler alır, insanlar için hizmetler sağlar, fertleri ve onların mallarını ve işlerini millî ve milletlerarası güvenliği için korur. Fakat özellikle dikkate alınmış hususa göre Birleşik Devletler İdaresi Amerikan insanını idareye katılması için korur, idarenin kendisinden insan haklarını korumak ister ve eyaletlerin özerkliğini temin eder.

Abraham Lincoln Gettysburs Address’inde Birleşik Devletlerde İdareyi insanın varoluşu, insanlar ile oluş, insanlar için mevcudiyet olarak vasıflandırdı.

Birleşik Devletlerin, onların tarihinin, Anayasasının herhangi bir tasviri yerine, Birleşik Devletleri; Birleşik Devletler tarihini; Birleşik Devletler Anayasasını görün.

AMERİKAN HAYATINDA İDARE

Birleşik Devletler İdaresi, faaliyetleri, hizmetleri ve otoritesi vasıtasıyla doğrudan doğruya birçok yollarla Amerikan insanının hayatını etkiler, değiştirir. O malî işler idaresi faaliyeti için vergiler, gümrükler ve resimler toplar. Borç para alır ve bonolar piyasaya çıkartır. Para yerine geçen şey ve nakit para basar. Yeknesak ağırlık ve ölçüler tespit eder. Birleşik Devletler İdaresi imtiyazlar ve telif hakları ihraç eder. Hariçten gelip yerleşmeyi ve göçü kontrol eder ve tebaasızları yabancı uyrukluğa kabul eder. Posta ile ilgili sistemi işletir, idare eder ve caddeler, yollar ve karayolları inşa eder. Bir sosyal güvenlik sistemi yönetir. Eyaletler arasında olan sosyal ilişkileri tanzim etmek için otoritesi vasıtasıyla iş, ticaret ve tarımı düzenlemek üzere yetkilere sahiptir. Birleşik Devletler İdaresi eğitim, sağlık ve barışa önem vermek için milletlerarası teşkilâtlara katılır ve diğer idarelerle müzakere yapar. Barış antlaşmalarına son vermek ve savaşa karar vermek yetkisine sahiptir. Silâhlı kuvvetleri besler ve askerî hizmetler için vatandaşları mecburî askerliğe alabilir. Birlik içinde yeni devletleri kabul eder. Kolombiya Bölgesi ile Amerikan Samoa, Guam, Panama Kanal Bölgesi ve Virgin Adalarını İdare eder. Birleşmiş Milletlerin komutası altında Pasifik Okyanusundaki adaları idare eder.

Birleşik Devletler sadece idare etmeyi istemez, fakat aynı zamanda insanların ve eyaletlerin bağımsızlığını, hürriyetini de korumak ister. Anayasa tarafından garanti edilen İnsan Hakları Beyannamesine göre bütün insanlar konuşma ve inanç hürriyetine, basın hürriyetine, toplantı hak ve hürriyetine federal idarenin keyfî müdahalesinden uzak olarak sahip olacaklardır. Birleşik Devletler İdaresi kişi hürriyetini keyfî tutuklama ve hapse karşı korur. Federal mahkemelerde hâkim ve jüri heyeti tarafından muhakeme olunmanın adalete uygunluğunu da garanti eder. İdare hiçbir eyaletin herhangi bir kimsenin hayatını, hürriyetini ve mülkiyetini hukukun bir dâvânın yürürlükte olan kanun ve kurallar gereğince ele alınması veya hukukun aynı derecede korunması dışında mahrum edemeyeceği, kayıp ettiremeyeceği konusunda anlama rolü oynar.

Yürütme Bölümü

Birleşik Devletler İdaresinde yürütme bölümü I) Başkanın yürütme ofisi, 2) yürütme bölümleri, 3) Bağımsız bürolardan meydana gelir.

Birleşik Devletler Başkanı yürütmenin millî şefi ve Devlet Başkanıdır. Başkan Washington’da Beyaz Saray’da yaşar ve orada bakanlıklar vardır. Başkan yürütmenin millî şefi olarak federal kanunları uygulama sorumluluğuna sahiptir. O üst seviyede federal memurları tayin eder ve azleder. Silâhlı kuvvetlere kumanda eder. Dışişlerini yürütür. Başkan kabul ve tasdik ettirmek istediği kanunları Kongreye havale eder. Diğer ülkelerde milletlerarası siyasette memuriyet veya vazife ile görevlendirilen kimseleri ve milletlerarası teşkilâtların Amerikan temsilcilerini tayin eder. Devletin başı olarak Başkan birçok resmî görevleri yerine getirir. Halk, Başkanı dört yıllık bir dönem için seçer ve Başkan ardı ardına iki dönemden daha fazla seçilmiş olamaz.

Başkanın Yürütme Bürosu: I) Beyaz Saray Bürosu, 2) Bütçe Bürosu, 3) Millî Güvenlik Meclisi, 4) Sivil Ofis ve Savunma Seferberliği, 5) Ekonomik Danışmanlar Meclisi ve 6) İdarî Teşkilat Hakkında Danışma Komitesi’nden ibarettir. Bu büroların çoğu Beyaz Saray yakınındaki Yürütme Ofisi binasında devlet dairelerine sahiptir.

Merkezi Havzanın hafifçe meyilli olan bozkır toprağı bir zamanlar Appalachian Dağlarını onlar için engelleyen bir sınırdı. İllinois’in bu öncüleri büyük doğu ormanlarının sonuna yetişti. Onlardan önce şahane otlak arazi vardı. Bereketli toprak ile uzun sıcak yazlar yeterli yağmurla çiftçilerin bir rüyâsıydı. Onların eyaletleri corn belt (mısır istihsal bölgesi) olarak bilinen Ohio, İndiana, İllinois, İowa ve Nebraska’dır. Daha uzakta kuzey Wisconsin ve Minnesota’da iklim daha soğuk ve nemlidir. Orada mandıracılık gelişmiştir.

Bir corn belt (mısır istihsal bölgesi) çiftçisi size mısırın nasıl yetiştiğinden bahsedecektir. Güleceksiniz, ancak anlatılan şey doğrudur. Sıcak bir yaz ortası sabahında mısır tarlalarında muhakkak gayretle bir çalışma vardır. Bir gecede mısırın büyümesi 5 cm kadardır. Şaşırmayın. Birleşik Devletler çiftçilerinin üçte ikisi mısır yetiştiriyor. Üretilmiş mısırın üç çeyreğinden daha çoğu sığıra, kümes hayvanlarına, domuzlara yedirilir, ki bunlar sıra ile yiyecek olarak kullanılırlar.

Havza merkezinde bulunan tipik çiftliklerdeki bir çiftçinin yaklaşık 87 hektarlık arazisi olacaktır ve ana ürünlerden, rekoltelerden biri bahçe ziraatıdır. O çiftçi üstelik çiftlik hayvanlarının geniş bir sürüsüne de sahip olacaktır. Çiftçi bütün bahçe ziraatını, tarlayı sürüp ekme, gübreleme, ilaçlama ve hasat etme işini kendi kendisine yapacaktır. Onun yegâne “ücretli işçileri” sahip olduğu makinelerdir.

Abraham Lincoln politik hayata girmek, kanunu fiilen icra etmek için İllinois Eyaletinin merkezi Springfield’e geldi ve sonunda 16. Amerikan Başkanı olarak seçildi.

Şimdi güneydoğu’da Washington’dan güneye, Appalachian Dağlarının bir yanında öteki yanının geçmişini düşünün. İç savaş boyunca Güney İttifakının merkezi Virginia eyaletinde Richmond idi ve Birleşik Devletlerin üçüncü Başkanı, Bağımsızlık Bildirisinin başlıca yazarı Thomas Jefferson’ın evi Charlottsville yakınında Monticello’daydı.

Virginia’dan Texas’a kadar pamuk bir zamanlar kraldı. Fakat büyük pamuk ekim bölgeleri iş için kölelere güvendi ve pamuk bitkisi beslenme ortamını tüketti. Aynı tarım ürününün iç savaşta korkunç derecede fazlasıyla harap edilmesi güneydoğuda halk içinde çok fakir bir bölgeyi savaştan sonra miras olarak bıraktı. Şimdi o bölge sür’atle değişiyor. Barajlar ve setler, bentlerle boyun eğdirilmiş olan Mighty nehirlerinin muazzam arazilerde su taşkınları, feyezanları olurdu. İmalât, yeni ürünler, daha çok mekanizasyon, daha çok makineleşme, yeniden orman yetiştirme, hepsi güneydoğuyu yeni bir şekle dönüştürüyor.

Atlantik Okyanusunu test etmek için muazzam bir ayakucuna benzeyerek uzanan Florida’yı Southeast’in (Güneydoğu’nun) kalan miktarından ayırın. Burada bütün yıl boyunca sıcak iklim meyve ve sebzeleri yetiştirir ve onun kumsalları üzerinde John F.Kennedy Uzay Merkezi ve Miami Sahillerinde popüler bir tatil bölgesi vardır.

New Orleans’da 4.000, Km uzunluğundaki Mississippi Nehri’nin geniş deltası üzerinde, batıya doğru, dövme demirden balkonlar ilk yerleşen Fransız göçmenlerinden birini hatırlatır. Daha sonraları 19. yüzyılda kasaba siyah müzisyenleri arasında jazz doğdu, bugün de New Orleons en önemli nehir ve limandır.

Texas ve Oklahoma’nın karşısında yaklaşık ortada Büyük Ovalarda yağmur sona erer. Birleşik Devletlerin ortasından neredeyse bir başından öbür başına güney ve kuzeye hayalî bir hat geçer. O hatta 50 cm’ lik sağanak hattı denir. Çiftçiler ona “felâket hattı” derler, çünkü çiftçiler batıda çiftliğe teşebbüs ettiler, orada yağış miktarı bir yılda 50 cm’ nin altındadır, kuraklık yıllarında yağmur cefası çekilir.

Büyük ovalar zor, müşkül memleket parçasıdır. Yaz mevsiminin başı kavurucu, kış dondurucudur. Rüzgâr şiddetle eser, Texas eyaleti rüzgârı durdurmak için Mexica sınırı ile Canada sınırı üzerine tepe veya yığın teşkil etti veya ağaç dikip orman haline getirdi. Su enderdir. Suyun kıt oluşu yeni yerleşen göçmenleri gidebildikleri kadar uzağa, ovalardan öbür tarafa gitmeye zorladı. Sadece Kızılderililer burada nasıl baki kalınacağını iyi bildiler. Onlar yabani atları zapdettiler, 16. yüzyılın İspanyol kâşiflerinden kaçarak onlara baskınlar yaptılar, birkaç cins yaban sığırı avladılar, yiyecek, giyecek ve âletlerinin çoğunu onlardan tedarik ettiler.

Doğunun büyük çayırlıkları kadar yerleşilmekle beraber Pacific sahilinin vadileri de ovalara yerleşen çiftçiler tarafından oldukça iyi işgâl edilmiş, yerleşilmiştir. Sığırlar ve bufalo mer’aları, çayırları sığır yetiştiren veya güden kimseler buralara gelmeden önce çoğaldı, birikti. Kovboylar vahşi sürü ve sığırları kuzey ve doğu borsasında bir araya getirdi. 1800’lerin ikinci yarısında Kızılderililer, sığır yetiştiren veya güden kimseler, kovboylar ve çiftçilerin hepsi toprak için diğeri ile kavgalıydı. O günler eski vahşi batının günleriydi.

Sonunda çiftçi kazandı. Fakat 1930’larda bir kuraklık vardı. Kıtanın bir yanından öteki yanına toprağın zengin üst tabakası, humus şiddetli rüzgârlarla esti. Boston ve Washington’dan 3.000 km uzakta ovalarda hava toz ile dolmuştu. İnsanlar çiftliklerini terk ettiler. Büyük ovalar “Toz Kâsesi” oldu.

Bugün çiftçiler ve sığır yetiştiren veya güden kimseler geri döndüler. Büyük çiftlikler -200 hektar veya daha çok- bir kişi tarafından işletilir. Çiftçi yazın dev bir biçerdöver ile bir mürettebat kiralayacaktır, hepsi sadece bu kadardır. İlmî usûllere göre çalışan bir çiftçi toprak düzenlemesi ve toprağın zenginleştirilmesi ile ürün çeşitliliğini sağlar. Çiftlik sahibi toprağını korumak için sığırını dikkatlice nakleder.

Bu nakil, ovalarda, birkaç kasaba arasında hayvanları toplayıp gütme işidir. Kasabaların çoğu küçüktür. Kasabaların gözle görülebilecek kadar aşikâr olan uzaktaki geniş ana caddelerine, ova arazilerine tepeden bakabilirsiniz. Sadece Denver, geniş bir şehirdir, ovaların batı kısmındadır. Rocky dağlarının eteklerinden denizden yüksekliği 1.000 m.nin üstünde imalât ve toptan kasap işlerinin yapıldığı bir merkez kurulmuştur.

Büyük ovalar gibi dağlar ve çöller bölgesi ilk önce yeni yerleşen göçmenleri cezp etmemişti. Pacific sahiline ulaşmak için mümkün olduğu kadar acele karşıdan karşıya geçilmesi gereken korkunç bir arazi vardı. Ayrıca dağlardaki altının cazibesi, gümüş, bakır ve kalay geride kalan insanları cezp etti. Çabuk zengin olundu ve hazineler tüketildi. Bugün az bir miktarı çalışıyor. Bunlardan geriye kalanlar ahalisi olmayan metruk kasabalar, küçük ve derin derelerin yakınındaki hava, güneş, rüzgâr veya yağmur etkisiyle yıpranmış ahşap bina kümeleridir.

Utah ve Colorado’da 560 kilometre genişliğinde ve 4.200 metreden fazla yüksekliğe sahip Amerika kıtasının uzun bir bel kemiği olan Rocky Dağları vardır. Bu dağ ve çöllerin çoğunda California’da Death Valley ve Wyoming’de Yellowstone gibi bozulmamış millî parklar çeşitli tabiî güzelliklerinden ve nadir oluşlarından dolayı korunmaktadır. Birbirinden uzak ve farklı birkaç kasaba vardır.

Rocky Dağları ve Sierra Nevada Dağları arasındaki çöl arazi ilk önce değersiz görülmüştü. Gölge’de sıcaklık 48 0C’ ye (120 Fahrenheit’ e) varır. Yağmur sadece kış ortasında ve yaz ortasında olmak üzere bir yılda iki kere düşer, daha sonra sağanak halinde yağmur yağar, arazi bir başından öteki başına sel ve yağmur suyu ile açılmış büyük derelerle yıkanır ve çöl kısa bir süre çiçeklenir.

Sonunda, birkaç cesur insan sürüp ekmeyi ve toprağı sulamayı denedi. En çok Mormonların grubu ve Genç Brigham başarılıydı. Onlar çölde denizden uzak müthiş tuzlu bir yere yerleştiler ve 1847’de Salt Lake şehri kuruldu. Salt Lake Şehri’nden Los Angeles’e bir baştan öbür başa mesafe ekseriya 1.026 Kilometredir.

1769’ da İspanyol Cizviti (1534’te İspanyol İgnatius Loyola’nın kurduğu tarikat mensubu), peder, Junipero Serra, Güney California’da ilk misyoner heyetini, misyonu kurdu. Sonunda 21 misyoner teşkilâtı yaklaşık bir günlük yol mesafesine, bütün yollar San Francisco’ya doğru olmak üzere sıra sıra dizildiler. İspanyol nüfuzu kırıldı.

Los Angeles 117.000 hektar araziye sahip dünyanın en geniş metropolitan bölgesidir. Bu geniş toplulukların ilgi koleksiyonunun yaşatılabilmesi, baki kalabilmesi muazzam su kemerleri olmaksızın mümkün değildir ki, su 400 ilâ 640 Kilometre uzaktan gelir. San Fermando Valley’ da turunçgillerden herhangi bir meyve yetişir, Hollywood yakınında sinema filmleri ve pek çok televizyon gösterileri yapılır.

Los Angeles yakınındaki Bakersfield’dan kuzeye doğru uzanan alan Vadiler kıyısı (Coast Valleys) diye adlandırılan verimli bölgedir. Pacific kıyısı, San Francisco’dan Seattle’a kadar, İngiliz, Rus ve diğer kâşifler tarafından ilk yerleşilen bölgeydi. Bazıları uygarlaşmamış olan bu bölgede kürk değiş tokuş dükkânları açtılar. 1803’te Başkan Thomas Jefferson Meriwether Lewis ve William Clark’ı Missovri Nehri’nin ve Columbia Nehri’nin üstünden Columbia Nehri’nin altına kadar bu az bilinen bölgenin haritasını çıkarmak ve incelemelerde bulunmak üzere gönderdi. 1843’de yeni yerleşen göçmenler Oregon Trail boyunca onları tâkip etti. Onlar kuzey kıyı vadilerinde verimli toprak, bol, bereketli su ve yumuşak bir iklime kavuştular. Bu sıcacık vadiler meyve ağaçları, meyve bahçeleri, mandıralar ve hattâ buğday için idealdi. California’da Büyük Vadi Merkezinde (The Great Central Valley) de su vardı, fakat kabarmış nehirler kontrol edilemedi. Şimdi bir seri barajlar, kanallar ve sulama kanallarıyla Birleşik Devletlerin en zengin çiftliklerinden biri burada kuruldu.

Pacific kıyısındaki üç eyaletin tamamı –Washington, California ve Oregon– Orient’e doğru yöneldiler. Balık yükleri, kereste ve meyve Asya’ya San Francisco, Portland ve Seattle limanlarından yüklenir. San Francisco’da geniş bir Çinli topluluğu vardır. San Francisco altına hücum günlerinden beri birçok insanın kendi dillerini ve âdetlerini muhafaza ettiği kozmopolit bir şehir hâline geldi. Dünyanın kara ile kuşatılmış en güzel limanlarından biri olan San Francisco’daki Golden Gate Bridge’in (Altın Kapı Köprüsü) büyük bir alanı kapsayan ayakları arasındaki açıklık altından Pacific Okyanusu’na doğru gemiler seyreder ve onun sarp tepelerinin altından ve üstünden antika arabalar yüksek sesle çınlarlar.

Seattle, 49. Eyalet olan Alaska’ya giriştir. Alaska ile bağlantı kurmak için arabanızı Canada’ya doğru kullanmalısınız veya bir bot veya uçağa binmelisiniz. Alaska çok engebeli bir araziye, birkaç yola, dağlarında zengin mer’alara sahiptir. Çünkü Alaska kuzeyden çok uzaktır, kış mevsimi uzun sürer, yazları kısadır. Balıkçılık, madencilik, kereste ve yeni bulunan petrol Alaska’nın zengin tabiî kaynaklarını meydana getirir.

50. Eyalet Devleti olan Hawai, California kıyısından Pacific Okyanusun içine doğru 3.200 Kilometre uzaklıkta suya batmış bir dizi adalardan meydana gelir. Büyük ananas çiftlikleri ve Waikiki Kumsalı dünyaca meşhurdur. Burada yaşayan insanlar vatan olarak, Kıta olarak Birleşik Devletlerden bahsederler.

Alaska ve Hawai ve Birleşik Devletlerin 6 bölgesinin tamamı bir diğeri ile tam bir tezat halindedir. Coğrafya ve iklim ve insan türleri, insan tabiatları buraya yerleşmiş olanların farklı kaderlerini şekillendirmiştir. Fakat hepsi birlikte Amerikan hayat tarzı ile sınırlandırılmışlardır.

BİRLEŞİK DEVLETLERDE VALİ

Birleşik Devletlerde Vali bir eyalette yürütmenin başıdır. Vali eyaletlerin çoğunda 4 yıllık, 16 eyalette ise 2 yıllık süre için seçilir ve hizmet eder. Valinin, Birleşik Devletler Başkanının yetkilerine benzeyen yetkileri kısmen yürütme, kısmen yasama ve kısmen yargı ile ilgilidir.

Vali, eyalet idarî büroları üzerinde genel denetim yetkilerine sahiptir. O, eyalet içinde kişileri birçok idarî görevlere atayabilir veya onların görevlerine son verebilir. Valinin emrinde eyalet yedek askerleri ve eyalet polisi vardır. Onun eyalet meclisine karşı bütçenin hazırlanması hususunda çok büyük bir malî sorumluluğu vardır ve Vali bütçenin tatbikini teftiş eder.

Kanun koyucu âmir olarak Vali yasama meclisine programlar tavsiye eder, onun faaliyetlerini veto edebilir. Hattâ çoğu eyalette Vali kanun tasarılarının özel tahsisatını veto edebilir. Vali yasama meclisini özel oturumlara çağırabilir. Yasama meclisi Valiye genel kanunların ayrıntıları hakkındaki eksiklikleri tamamlamak yetkisini verir.

Valinin adlî yetkileri ona cezaların tecili, afların kabulü ve tasdiki, cezaların değiştirilmesi veya hafifletilmesi ve mahkûmların şartlı olarak tahliyeleri imkânını verir. Vali diğer eyaletlerin adaletten kaçmış olan muhacirlerini eyaletlerine iade edebilir. Vali adlî boş kadrolara hâkimler atayabilir veya bu kadroları doldurabilir.

Vali resmî göreve yeniden 2 defadan daha çok seçilebilir. Yasama meclisi tarafından hakkında suç isnat edilerek Vali bile mahkemeye sevk edilebilir ve yargılanabilir. 11 eyalette Vali özel seçimler sonunda görevinden halkın oyları ile azledilmiş olabilir. 11 eyaletin dışında, eğer Vali sorumluluklarının gereğini yerine getiremez veya ölürse Vali Yardımcısı Valinin halefi olur, onun yerine geçer.

Valinin hastalığı veya yokluğu uzadığı takdirde, Vali Yardımcısı zamanın o belirli süresi için Vekil Vali olur.

BİRLEŞİK DEVLETLERDE BELEDİYE BAŞKANI

Belediye Başkanı bir şehir idaresinin başıdır. Nüfusu 5000 veya daha çok olan Birleşik Devletler şehirlerinin yarısından çoğu bir Belediye Başkanının idaresi altında yönetilir. Sömürge günlerinde Belediye Başkanı Şehir Genel Meclisinin başı idi, fakat İhtilâlci Savaştan sonra Belediye Başkanları daha çok otorite kazandılar. Güçlü ve zayıf diye bilinen iki çeşit Belediye Başkanı ortaya çıktı. Güçlü bir belediye idaresine sahip olan şehirlerde, Belediye Başkanı şehir idaresinde en önemli rolü üstlenir. Belediye Başkanı şehir meclisi tarafından hazırlanmış kanunları tatbik eder, Belediye Başkanı şehir meclisinin hükmünü veto edebilir. Belediye Başkanı şehirdeki memurları tayin eder, Belediye Başkanı şehir idaresindeki işleri denetlemek için önemli idarî görevliler veya doğrudan bir yönetim biçimi seçecektir.

(San Francisco bir şehir idarecisi bürosuna sahip ilk şehirdi ). Birleşik Devletlerin en geniş 17 şehrinden 16’sı güçlü belediye idaresi geleneğine sahiptir.

Zayıf bir belediye idaresine sahip olan şehirlerde Belediye Başkanı çok az icraî yetkiye sahiptir, Belediye Başkanı şehir idaresinin başıdır, fakat o seçim sonucu işbaşına getirilen diğer görevlilerle yetki paylaşır. Bu şehirlerde meclis şehir idaresinde nihaî, kesin söz sahibidir.

Belediye Başkanı şehir halkı tarafından seçilir. Belediye Başkanı birkaç dönem için yeniden seçilebilir(Boston’un beyaz Belediye Başkanı birkaç devre hizmet etti).

Yürütme ile ilgili (idarî) Bakanlıklar Milli İdarenin Başkan ve yardımcılarına, idarecilerine yol gösterirler. Bu 10 Bakanlık: 1) Devlet, 2) Maliye, 3) Savunma, 4) Adalet, 5) Postane, 6) İçişleri, 7) Tarım, 8) Ticaret, 9) Çalışma ve 10) Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlıklarıdır. Bakanlıkların sekiz tanesinde bakanlar Senatonun onayı ile Başkan tarafından atanmaktadır. Başsavcı, Adalet Bakanlığında önde gelir, PTT Genel Müdürü PTT’yi yönetir. Yürütme organının başı Kabineyi bakanlıklardan teşkil eder.

Her idarî bakanlık bir bakan veya müsteşar ve iki veya daha çok bakan yardımcısına sahiptir. Bu görevlileri Başkan atar ve herhangi bir sebep söylemeksizin onları azledebilir. Bakanlar Kurulu ve diğer yüksek görevliler genellikle yeni bir Başkan göreve başladığı zaman istifa ederler, çünkü onlar hükûmete hizmet ettikleri gibi politika yapmasına da yardımcı olurlar.

Genellikle her bakanlık bürolara; bürolar kısımlara, dairelere; daireler şubelere; şubeler bölümlere; bölümler birimlere ayrılmıştır. En yüksek seviyeden aşağı görevlilerden çoğu devlet hizmeti ile ilgili memuriyetler altında hizmet verirler. Bütün idarî bakanlıklar Washington’da merkez bürolara sahiptir, fakat yaklaşık olarak her 100 çalışandan 90’ı alan hizmetleri içinde başka yerde çalışır yahut faaliyetler merkez bürolarının bir parçası değildir.

İdarî düzenlemenin çoğalması ile bağımsız bürolar gelişti. Onlar uzay ve havacılık, atom enerjisi, bankacılık ve maliye, sivil savunma, haberleşme, çiftçilik kredisi, ev maliyesi, ev borçlanmaları, danışma servisleri, ABD eyaletleri arasında olan ticaret, iş arabuluculuğu ve uzlaştırması, çalışma ilişkileri, vekalet, demiryolu emekliliği, bilim, tahviller, senetler ve kambiyo, kur’a ile askerlik, küçük ticaret, ithalat ve ihracat üzerine konan vergiler, tarifeler, ticaret ve emeklilerin sorunları ile ilgili alanlarda çalışmaktadırlar.

Bağımsız büroların çoğunun başında idareciler veya müdürler bulunur. Fakat düzenleyici bürolar, meselâ ABD Eyaletleri Arasında Olan Ticaretle İlgili Komisyon, eşit derecedeki birkaç kişiden birisini başkan olarak seçerek komisyonun başına geçirirler. Onlar genellikle idarî, adlî ve yasamaya ilişkin yükümlülüklere sahiptir.

Başkan bu büroların üyelerini Senatonun onayı ile atar. Başkan bu görevlileri azletmekte idarî görevliler hakkında sahip olduğu yetkilerden daha az yetkiye sahiptir. Başkan onları görevden uzaklaştırmak için sebepler, deliller bildirmelidir.

Yasama Bölümü

Birleşik Devletler İdaresinde yasama bölümü Kongreyi kapsar, Kongre Senato ve Temsilciler Meclisinden meydana gelir. Yasama bölümü de idarî görevleri yerine getiren 5 büroyu kapsar: 1) ABD Kongre’si Mimar Bürosu, 2) Genel Muhasebe Bürosu, 3) Devlet Matbaa Ofisi, 4) Kongre (ABD Millet Meclisi) Kütüphanesi ve 5) Birleşik Devletler Botanik Bahçesi.

Senato ve Temsilciler Meclisi Washington’daki Kongre binasında müstakil yasama meclislerinde toplanırlar. Kongre, federal kanunları yapar, ortadan kaldırır ve tadil eder. Federal vergileri alır ve devlet için para tahsis eder.

Senato, 100 üyeye sahiptir. Her eyalet devleti, nüfus ve büyüklük itibariyle 2 senatöre sahiptir, senatörler 4 yıllık dönem için hizmet ederler. Birleşik Devletler Başkan Yardımcısı Senato’nun faaliyeti süresince ona başkanlık eder. Senato, özel, kesin yetkilere sahiptir. Senato, tek başına Temsilciler Meclisi tarafından suçlanmış federal görevlileri yargılamak için bir suçlama mahkemesi olarak toplantı yapabilir. Senato, çoğu federal ofislerin tek başına onaylayabildiği diğer milletlerle yapılan antlaşmaları Başkanın aday gösterdiklerinin yerine onaylama yetkisine sahiptir.

Temsilciler Meclisi, 437 üyeden ibarettir. Temsil, vekâlet nüfus esasına göre eyaletler arasında eşit olarak bölünür. Temsilciler Meclisi 43’den beri Nevada, Hawai, Delaware, Alaska’nın her birini New York’a göre sınıflandırıyor. Bir eyalette temsilcilerin sayısı eyaletin nüfus değişikliklerine göre değişikliğe uğrar. Milli Nüfus Sayımından sonra her 10 yılda yeniden bölüştürme yapılır. Temsilciler Meclisi kat’î, özel yetkilere sahiptir. O tek başına yüksek federal görevlilere karşı mecliste dâvâ açmak üzere suçlama sevk edebilir. Temsilciler Meclisi başlı başına vergi kanun tasarıları hakkında bilgileri verir.

Yargı Bölümü

Birleşik Devletler Yüksek Mahkemesi ülkenin en yüce mahkemesidir. Yüksek Mahkemenin bir Başkanı ve 8 üye hâkimi vardır. Birleşik Devletler Başkanı Senato’nun onayı ile bütün hâkimleri tayin eder.

Diğer Federal Mahkemeler

Çeşitli Bölgelerde yaklaşık 90 federal bölge mahkemesi bulunur. Bölge mahkemelerinin üstünde 11 tane federal temyiz mahkemesi vardır, çoğu kez bu mahkemelere şehirden şehre giden, gezici mahkeme denir. Yüce Mahkemenin kararları temyiz mahkemesinin kararından üstündür, temyiz mahkemesi bir bölge mahkemesinden Yüce Mahkeme’ye dâvâyı devredebilir, Yüce Mahkeme’ye başvurabilir. Federal Mahkemeler Anayasanın ve federal kanunların istediği dâvâlar hakkında hüküm verir. Mahkemelerin hâkimleri hayatları boyunca görevlerine devam ederler. Başkan, hâkimleri Senato’nun onayı ile atar.

 

AMERİKAN İDARESİNİN PRENSİPLERİ

Yetki Ayrılığı

Anayasa, Birleşik Devletler İdaresinin yetkilerini yürütme, yasama ve yargı bölümleri arasında taksim etmiştir. Genel olarak her bölüm diğer ikisinden bağımsızdır, diğerlerini dengelemek ve kontrol etmek yetkisine sahiptir. Kontrol ve dengeler her bölüme diğer iki bölümü etkilemek için bazı yekiler verir. Meselâ, Kongre, Başkanın yetkisi ile yaptığı idarî tahsisatlar üzerinde kontrol yetkisine sahiptir. Kongre, mahkemeler üzerinde yetkiye sahiptir. Kongrenin yetkisi ile mahkemeleri teşkil etmek, düzenlemek için mahkemelerin dâvâya bakma usûl hükümleri ihdas edilir. Başkanın Kongre üzerindeki yetkilerinden biri, kanun tasarılarını veto etme yetkisidir. Başkan, üstelik hâkimleri tayin eder, böylece bir çeşit hâkimler üzerinden federal mahkemelerde etkili olur. Mahkemeler, Başkanı ve Kongreyi resmen açıklanmış icraî emirlere ve anayasa ile ilgili yasama işlemlerine bakarak kontrol edebilirler.

Birleşik Devletler İdaresinin ana prensibini yazılı Anayasa verir. Anayasa, yetki ve mükellefiyetleri federal ve eyalet idareleri arasında ikiye ayırır. Anayasa, millî idarenin her bölümünün yetkilerini kesinlikle belirtmiştir. Açık bir idareye sahip Amerikan milletinin yegâne katılımlarından biri yazılı anayasadır. İngiliz Kralına bağlı umumî valiler, Amerika’daki kolonileri, kral tarafından tasdik edilmiş yazılı beratlara göre idare ettiler. Bağımsızlığına tamamen kavuşmuş bir ülkenin temel kanunu yazılı bir anayasanın benimsenmesi düşüncesiydi.

Anayasa, sadece yetkiler vermez, aynı zamanda onları sınırlandırır. Bununla beraber anayasa bütün sorulara cevap vermez. Meselâ federal idareye ait bir yetkiyi kullanmaya çalışan bir eyalet devletini idare kime bildirecektir? Devlet eyaletlere ait bir yetkiyi kullanmaya çalışan federal idareyi kime bildirecektir? Başkan, Kongre veya Yüce Mahkeme anayasaya aykırı hareket ediyorlarsa bu durumu devlet kime bildirecektir?

Temel mes’eleyi halletmek için kullanılan metot adlî temyizdir; tartışma, anlaşmazlık hâli hakkında anayasa neyi kastediyor? Mahkemeler, yasama faaliyetleri ve idare emirlerinin I) Anayasaya uygun olduğu yahut kanunî olduğu, 2) Anayasaya uygun olmadığı veya kanunsuz olduğu hakkında açıklama yapmak yetkisine sahiptir.

Adlî temyiz, eyalet ve millî idareleri, anayasaya uygun hudutlar içinde sınırlandırır. Genel olarak eyalet mahkemeleri eyalet anayasalarını, federal mahkemeler Birleşik Devletler Anayasasını yorumlar. Yüksek Mahkeme, federal devletin ve eyalet devletlerinin anayasaya aykırı olan idarî emirlerini ve yasama faaliyetlerini açıklayabilir. Anayasa, açık bir şekilde ifade etmektedir ki, bütün federal kanunlar ve antlaşmalar ülkenin en yüksek mertebedeki kanunlarıdır.

Halka ait genel hâkimiyet anayasayı değiştirmek için Amerikan milletine izin verir. Kongre, Anayasa değişikliklerini başlatır. Önerilmiş bir değişiklik teklifinde Temsilciler Meclisi ve Senato’nun ikisinin de üçte iki çoğunlukla onayı olmalıdır. Değişiklik önerisi ondan sonra eyaletlerin onayı için eyalet devletlerine gönderilir. Kongre, eğer eyalet yasama meclislerinin üçte ikisinin kendisine talebi varsa, değişiklikleri teklif etmek için millî bir toplantıya, antlaşmaya çağıracaktır. Değişiklik önerisi eyalet yasama meclislerinin dörtte üçünde onaylandıktan veya öneri üzerinde millî mutabakattan sonra değişiklik anayasanın bir parçası olur. Amerikan Milleti 1787’de Philladelphia’dakine benzer yeni bir anayasa ile ilgili uzlaşma çağrısına bakarak tamamıyla yeni bir anayasayı kabul edecektir. Eğer böyle bir anlaşma kabul ve tasdik edilirse o kabul edilmiş anayasa eyaletlerin onayı için onlara gönderilecektir. Bir değişiklik de aynı yolla onaylandığı zaman geçerli sayılır.

Siyasi Partiler ve Seçimler

Amerikalılar kendi idarelerinde kuvvetli bir söz hakkına sahiptirler. Onlar kampanyalarda ve siyasî partilerde çalışarak millî eyalet ve mahallî seçimlerde oy kullanarak demokratik haklarını kullanabilirler.

İki Partili Sistem

Birleşik Devletlerin iki büyük siyasî partisi vardır, Demokrat Parti ve Cumhuriyetçi Parti. Her iki parti de memleketin her köşesindeki gruplardan ve fertlerden destek alır. Bu iki partinin üyeleri hemen hemen millî, eyalet ve mahallî idarelerin bütün bürolarını işgâl ederler.

Birleşik Devletlerin küçük siyasî partilerinin adayları devlet dairelerine nadiren seçilirler. Küçük partiler en çok büyük partiler tarafından ihmâl edilecek olan problemlere onların dikkatini çekme işini görürler. Netice olarak çoğu kez büyük partilerden biri veya ikisi birden böyle bir problemi çözmeyi deneyecektir. Sonra üçüncü partinin dikkat çekmek için getirdiği problem ortadan kalkacaktır.

Her dört yılda Kasım ayının ilk Pazartesi gününü takip eden Salı günü Başkan ve Başkan Yardımcısını seçmek için millî seçimler yapılır. Aynı zamanda Temsilciler Meclisinin bütün üyeleri ve Senato üyeleri ve Senato üyelerinin üçte biri seçilirler. Çift sayılı yıllar arasında Kasım ayının aynı tarihinde Başkanlık, Temsilciler Meclisi üyelerinin tamamının ve senatörlerin diğer üçte birisinin seçimi yapılır.

Federal kanunlar ve eyalet kanunları, seçimleri ve seçmen olma şartlarını düzenlerler. Eyaletlerin hemen hepsi, eyalet ve mahallî devlet dairelerine aday olarak atanacak parti üyelerinin tespiti için parti adayları seçimleri düzenlerler. Bazı eyaletler Kongre için adayları atamakla parti adayları seçimini kullanırlar. Millî siyasî uzlaşmalar adayları Başkan ve Başkan Yardımcısı olarak memur eder.

Başkanı seçmek için toplanan seçmenler kuruluna seçmenleri ayırmak için Başkanlık tercihleri alınır. Her eyalet Kongredeki Temsilciler Meclisi üyeleri ve senatörlerinin toplamından fazla seçmene sahiptir. Seçmenler kendi eyaletlerinde kullanılan oyların çoğunu alacak adayı seçmek için oy verirler. Bir Başkan adayının seçilmiş olmak için seçime ait oyların çoğunluğunu alması gerekir.

Amerikan İdaresinde Gelişme

İngiliz Mâzîsi

Birleşik Devletler, koloni günlerinin İngiliz idarecilerinden, bir hayli idarî pratik aldı. İngiltere’de insanlar, özellikle onların orta sınıfları, örnek olan idareyi elde etmek için kralları ile mücadele ettiler. Üstelik onlar vatandaşlık hakları ve hürriyetleri için başarıyla mücadele ettiler ki, idarenin keyfî hareketlerinden onları ve mülkiyet haklarını korumak istediler.

İngiliz sömürgelerinde oturanlar Amerika’ya gelirken örnek idare ve vatandaşlık hürriyetleri hakkındaki fikirlerini de birlikte taşıdılar. Amerikan sınır bölgesinin yaşama tarzı her insana sunduğu eşit fırsattan dolayı son derece fazla kendine güven ve ferdî hürriyet fikrini ortaya çıkardı. İnsanlar Büyük Britanya’da sahip olduklarından bir hayli fazla vatandaşlık hürriyetlerine ve örnek idareye sahip oldular.

İlk Amerikan İdaresi

1776’da koloniler Amerika Birleşik Devletleri’nin İstiklâl Beyannamesinden sonra eyalet devletleri haline geldiler. Konfederasyon Nizamnamesi gereğince Birleşik Devletler olarak ilk bağımsız genel idareyi kurdular. Nizamname gereğince 13 eyalet devleti vergi koymak veya eyaletler arası ilişkileri ve dış ticareti düzenlemek yetkisini kullanmayı Kongreye bırakmak şartı ile özel yetkilerini tam mânâsıyla korudular. Hattâ Kongre, para ve insanlardan dolayı, eyalet devletlerine sorulmaksızın ordu bile ihdas edemedi. George Washington, Benjamin Franklin, James Madison ve Alexander Hamilton gibi liderler zayıf millî idarenin çökmesinden korktular. Onlar anayasa ile ilgili bir toplantı başlattılar, Philadelphia’da 1787’de Birleşik Devletler Anayasası yazıldı. Bu belge en büyük dokuz eyalet tarafından 1788 Haziran’ında onaylandı ve 1789’da yürürlüğe girdi.

Anayasa federal idareye (millî idareye) konfederasyon nizamnamesi gereğince sahip olduğu yetkilerden daha fazla yetkiler verdi. Federal İdare, Nizamname gereğince verilen yetkiler gibi eyalet devletlerinin aracılığı olmaksızın bu yetkileri doğrudan doğruya insanlar hakkında kullanıyor.

Amerikan İdaresinde Gelişme

Kongre, mahallî idareye, onların nüfus artışından dolayı, Birleşik Devletlerin batı bölgelerini verdi. 1787’de konfederasyon (Birleşik Devletler) Nizamnamesi gereğince kuzeybatı kanunu kabul ve tasdik edildi, gelecek bölge idareleri için örnek tutulmaya lâyık oldu. Bir bölge yeterli sayıda insana sahip olduktan sonra Kongre o bölgenin bir eyalet olarak Birliğe girmesine müsaade etti.

Birleşik Devletler 1867’de Alaska’yı, 1898’de Puerto Rico, Hawai ve Philipines’i elde etti. İlk önce bu bölgeler Birleşik Devletlerin sınırları içindeki diğer bölgeler gibi demokratik ve örnek bir idare olarak kabul edilmedi. Fakat Philipines tam bağımsızlığını 1946’da kazandı. Puerto Rico 1952’de eyalet oldu. Alaska ve Hawai 1959’da 50. eyalet oldular.

 

 

İdarenin Problemleri

1789’dan beri bütün idareler-federal, eyalet ve mahallî idareler-daha çok yetki ve sorumluluklar aldılar. Onlar haberleşme ulaştırmadaki büyüme, endüstrideki gelişme, kasaba ve şehirlerin inkişafı ve nüfustaki şu veya bu sebepten dolayı meydana gelen artışla başa çıkmakta zorlandılar. Bir zamanlar mahallî olan tabiî kaynakları koruma ve ulaştırma gibi problemler millî problemler hâline geldi. Modern ilim ve zenginliğin imkân dâhilinde hazırladığı sosyal güvenlik gibi hizmetleri kendilerine sağlamak için insanların devlet ve diğer teşkilâtlardan faydalanmaları gerektiği inancı gelişti. Sonuç olarak, federal idare, mahallî ve eyalet idarelerinden çok hızlı büyüdü, gelişti.

Birçok insan federal otoritenin, özellikle eyalet ve mahallî mes’eleler hakkında genişlemesine karşı çıkmıştır. Diğerleri, genel menfaat, bir eyaletten çok fazla sayıda eyaleti kapsadığı takdirde, eyalet kontrolünden ziyade federal kontrolün gerektiği hususunda ısrar ettiler. İhtilâflar ortaya çıktığı zaman federal idarenin ihtiyaçları ile eyaletlerin hakları arasında nasıl denge sağlayacağına mahkemeler karar vermelidir.

BİR KANUN TASARISI NASIL KANUN OLUR?

Senatörler ve Kongre üyeleri tarafından Senato’ya teklif edilmiş kanun tasarıları çeşitli usûllerle kanun haline gelecektir. Kanun tasarıları, senatörler ve Temsilciler Meclisi üyelerinin şahsî teşebbüsleri üzerine kendileri tarafından teklif edilmiş olabilecektir, kanun tasarıları Başkan tarafından Kongre’ye veya parti liderlerine havale edilmiş, özel gruplar, kulis faaliyeti yapan kişiler ve vatandaşların özel teklifleri sonunda veya Kongreye ait komiteler vasıtasıyla düzenlenmiş olabilecektir. Halkın görüşü çok etkili olabilir, şöyle ki; sosyal toplantılardaki, kulüp toplantılarındaki tartışmalar yahut ara yol büyük mağazaları bile kanun tasarılarının veto edilmesi veya kanunlaşmasında Kongre üyeleri üzerinde güçlü etki yapabilirler. Bir kanun tasarısı kanunî forma göre doğru olarak yazıldıktan ve ifade edildikten sonra ya Senatoya ya da Temsilciler Meclisine kanun tasarılarında bulunan gelir istisnası ile teklif edilmiş olabilecektir, kanun tasarılarının Anayasaya uygun olarak düzenlenmiş olmak şartıyla Temsilciler Meclisinden çıkması gerekir. (İngiliz geleneği üzerine bina ettirilmiş olan bu uygulamaya göre vergiler zorla toplanmış olmalı ve insana karşı doğrudan doğruya daha çok sorumlu olan aile vasıtasıyla harcanmalıdır. Meselâ, Temsilciler Meclisine bir kanun tasarısı verildiği zaman, tasarı, ilk önce bilinen bir kovaya benzer bir evrak sepetinin içine konur. Bir kanun tasarısı(sadece başlığı ile), Temsilciler Meclisi Kâtibi tarafından okunduktan sonra tasarıya bir numara verilir ve basılmak üzere tertip edilir, düzenlenir. Ondan sonra Temsilciler Meclisi Başkanı, basılmış olan kanun tasarısını özel komiteye havale eder.

Bir bütün olarak Kongre belki daha sonra teklif edilmiş kanun tasarılarını dikkatle gözden geçirmek için zaman bulamayabilir, kanun tasarılarını mütalaa etmek maksadıyla pek çok komite kurulmuştur. Komite, kanun tasarısına uygun olarak onu tadil etmek, tekrar gözden geçirip düzeltmek veya bütünüyle yeniden yazmak yahut masada belirli bir şekle sokmak, hazırlamak konusunda rapor verecektir. Eğer kanun tasarısı belirli bir şekilde düzenlenmek üzere masaya konmuşsa, kanun tasarılarının ekseriyetinde sorun olduğu gibi, tasarı Kongrenin bir toplantısının takibi sırasında yeniden ortaya çıkartılmadıkça veya Temsilciler Meclisi üyelerinin oy çoğunluğu tarafından Mecliste zorlanmadıkça unutulur. Eğer kanun tasarısı değilse onun değişikliği yerine düşüncesini gözlemek, fikrinden istifade etmek üzere Temsilciler Meclisi takvimine eklenir. O takdirde, Temsilciler Meclisi Kanunlar Komitesi, bu tasarıyı evvelce dosyaya bağlanmış kanun tasarılarından ileriye sevk etmek, öne almak, öncelik vermek yetkisine sahiptir.

Temsilciler Meclisine vardıktan sonra, kanun ikinci defa etraflı bir şekilde okunması için üyelere verilir. Kongre üyeleri kanun tasarısını basılmış kopyalardan incelerler ve tasarıyı savunanlar ve tasarıya muhalif olanlar tasarının lehinde veya aleyhinde konuşurlar, sınırlandırılmış olan müzakere ve tartışmalar yapılır. Bu safhada tasarı tadil edilmiş olabilecek veya oylama yapılmadan önce tashihi için komiteye geriye gönderilecektir. Eğer çoğunluk kanun tasarısına oy verirse tasarı daha sonra üçüncü defa (sadece başlıkları ile) okunmaya gelir ve diğer oylama yapılır. Eğer kanun tasarısı geçerse, tasarı Temsilciler Meclisi Kâtibi tarafından tasdik edilir ve Senatoya gönderilir. Senatoda Senato Kâtibi tasarıyı (sadece başlıklarıyla) okur. Sonra Başkan Yardımcısı tasarıyı incelemek üzere bir komiteye devreder. Bazı komite toplantıları halka açık değildir, halka açık oturumlar çok önemli tasarılar için yapılır.

Bir kanun tasarısı, komiteden geldiği zaman, tasarı ya dosyaya geçirilmek, dosyaya konmak üzere ilgili memura teslim edilir ya da değişiklikleri gözlemek üzere Senato takvimine eklenir yahut Senato çoğunluk liderleri tarafından ileriye sevk edilir. Tasarı, Senatoya geldikten sonra tamamen okunur, Senato belirli türde zaman sınırlamaları ve oylama getirmedikçe, zaman kısıtlaması yapılmaksızın, müzakere edilir. Eğer kanun tasarısı geçerse, kabul edilirse (sadece başlıklarıyla) üçüncü defa okunur ve tekrar oylama yapılır ve kabulden önce Başkan Yardımcısının imzalaması için kendisine gönderilir. Eğer Senato tasarıyı tadil ederse, tasarı Temsilciler Meclisine onaylanmak üzere veya daha fazla tahsis yapılmak üzere geriye gönderilir.

Temsilciler Meclisi tarafından tahsisler uygun bulunmadığı zaman ihtilâfları uzlaştırmak, çözmek üzere Temsilciler Meclisi ve Senato üyelerinden ibaret bir müzakere komitesi kurulur. Bir anlaşmaya varıldığı takdirde nihaî onayları için tasarı Senato ve Temsilciler Meclisine geriye gönderilir.

Meclis Başkanı ve Başkan Yardımcısı tasarıyı imzaladıktan sonra, tasarı, imzasının alınması için Başkana gider. Eğer tasarı Başkan tarafından imzalanır, onaylanırsa devletin kanunu haline gelir.

Şayet Başkan kanun tasarısını 10 gün içinde (Pazar günleri dâhil edilmeden) imzalamaksızın veya veto etmeksizin elinde tutarsa, tasarı otomatik olarak kanun haline gelir, imza hususundaki böyle bir gecikme Başkanın tasarının bir parçasını beğenmediğini gösterir, ancak Başkan tasarının geçmesini, kabul edilip yürürlüğe girmesini böyle bir geciktirmeyle önleyemeyecektir.

Başkan, bir kanun tasarısını veto ettiği zaman, Başkanın itirazlarını açıklayan bir mesajla tasarı Kongreye geriye döner. Tasarının kanun haline gelmesi için Temsilciler Meclisi ve Senatodan üçte iki çoğunlukla tekrar geçmesi gerekir. Çok az kanun, veto üzerine, tasarının kanun olması için üçte iki oranını ister.

Şayet bir tasarı, Kongrenin oturuma son vermesinden önce, 10 günden daha az bir sürede Başkana ulaşırsa, tasarı Başkanın imzası olmadan kanun haline gelemez. Eğer Başkan bu zaman içinde tasarıyı imzalamaya muvakkat olamazsa, tasarıyı imzalamakta gecikirse bu fiil bir “cep vetosu”na işaret olarak değerlendirilir ve kanun tasarısı veto edilmiş, reddedilmiş olur.

Senatoya teklif edilmiş bir kanun tasarısı da, Temsilciler Meclisine teklif edilmiş bir kanun tasarısı hakkında anlatılan prosedürün aynısını takip eder.

 

 

Not: Bu makale, Karapınar’ın Sesi Gazetesi’nin 10 Ocak 1992, 15 Şubat 1992 tarih ve 7 ve 8 sayılı nüshalarında, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 07.08.2006, 14.08.2006, 21.08.2006, 28.08.2006, 04.09.2006 tarih ve 171, 172, 173, 174, 175 sayılı nüshalarında yayımlanmıştır. 

Ekrem YAMAN

Karapınar Kaymakamı