SİNOP’TA BALIKÇILIK SEKTÖRÜ

 

SİNOP’TA BALIKÇILIĞIN ÖNEMİ

Ülkemiz balık üretiminin % 5-7’sine sahip olması Sinop ilinin su ürünleri üretimi içinde önemli bir ekonomik paya sahip olduğunu göstermektedir. Ülkemizde avlanan balığın % 75’i Karadeniz’den çıkmaktadır. Bir balıkçı şehri olan Sinop için balıkçılık çok önemlidir. Sinop için ilimizin kurulan ilk fakültesi olan ve üniversitenin kuruluşunda temel teşkil eden, bünyesinden rektörünü de çıkartan Su Ürünleri Fakültesi ayrı bir önem taşımaktadır. Sinop’un Karadeniz’de kıyı uzunluğu 175 km.dir. Karadeniz’de en önemli tabiî liman Sinop’tur. Balıkların göç yolları Sinop açıklarından geçmektedir. 8.000 ton/yıl kapasiteli şoklanmış hamsi işleme tesisleri Sinop’tadır. Su ürünleri içinde önemli bir yer tutan 7.500 ton kabuklu deniz salyangozu işleme tesisleri Sinop’ta bulunmaktadır. Avcılıkla elde edilen toplam balıkçılığımızın % 22’si ilimizle bağlantılı bulunmaktadır. Araştırma kayıtlarında farklılıklar olmakla birlikte Sinop’ta bir kayda göre 523, bir diğer kayda göre 529, bir başka kayda göre de 566 balıkçı gemisi vardır. 1.326 balıkçısı, sektöre hizmet veren yan sektörlerde çalışanlarla beraber toplam 4.500 balıkçısı ile satış ve işleme tesislerinin de toplandığı balıkçılığın Sinop için su ürünleri açısından önemi daha iyi anlaşılmaktadır. Ayrıca ileride denizlerde su ürünleri yetiştiriciliğine ait alanların açılması da daha ciddi yatırımların Sinop’a gelmesini sağlayacaktır. Son yıllarda mahallî ve ulusal basında yer alan, 22,2 metre boyunda olan, uluslararası sularda çalışabilecek kapasitede, su ürünleri mühendislerinin gayretleri ve üstün çabaları ile yapılan üniversitemizin çok güzel bir araştırma gemisi oldu.

Karadeniz avcılık bakımından yüksek verimliliği olan bir deniz, ancak yetiştiricilik açısından bu başarıyı göremiyoruz.

OKYANUSLARDA OFF-SHOR BALIKÇILIK

2012 yılı Ekim ayında İzmir’de yapılan uluslararası bir toplantıda okyanuslarda off-shor balıkçılık tartışıldı. Ülkeler kendi kıyılarında, kıta sahanlığında değil, okyanuslarda, uluslararası sularda balıkçılığı tartışıyorlar. Dünyanın 2/3’ü okyanuslarla kaplı. Balıkçılık yapmak üzere okyanuslara ilk giden orada yerini alır.

BALIKÇILIK YÖNETİMİNİN GAYESİ VE POLİTİKALAR

Bir ülkenin balıkçılık politikası balıkçılar ile ortak yürütülmelidir.

Türkiye’nin avcılık politikası avcılığın artırılması değil, sürdürülebilirliği yönünde oluşturulmaktadır. Stokların korunması, avcılığın sürdürülebilirliğini sağlama, ürün kalitesini ve katma değerini artırma, etkin kontrol, paydaş işbirliği ve izlenebilirlik balıkçılık yönetiminin amaçları arasında yer almaktadır.

Bugünkü adıyla TUİK, eski adıyla DİE su ürünleri istatistiklerini 1967 yılından itibaren toplamaya başladı.

Karadeniz’deki av miktarının azalmasının başlıca sebepleri olarak görülen unsurlar irdelendiğinde; deniz kirliliği, av yasaklarına uyulmaması, sonar kullanılması, balıkçı gemilerimizin fazlalığı bunun nedeni olarak gösterilmiştir.

“Son on yılda dünyada en hızlı büyüyen gıda üretim sektörü su ürünleri yetiştiriciliğidir.

Ülkemiz, sahip olduğu 8.333 kıyı uzunluğu, 177.714 km akarsu, 200 adet göl, 953 adet gölet ve 206 adet baraj gölüyle su ürünleri avcılığı ve yetiştiriciliği için çok önemli bir potansiyele sahiptir.

Ülkemizde kişi başına düşen balık tüketimi yaklaşık 8 kg.dır.

Ülkemiz hâlen dünyada su ürünleri yetiştiriciliğinde en hızlı büyüyen üçüncü ülke konumuna yükselmiştir.

İçme ve deniz olarak 26 milyon hektarlık su ürünlerine uygun su alanımız bulunmaktadır.

Su ürünleri yetiştiriciliği; açlığın önlenmesi, dengeli ve sağlıklı beslenme, hızla artan protein açığının karşılanması, doğal balık stokları üzerindeki av baskısının azaltılması, kırsal kalkınmaya katkı, sürekli, kaliteli ve ucuz balık temini, turizm sektörüne katkı, istihdam ve ekonomiye katkı sağlamaktadır.

Su ürünleri üretimindeki gelişmede en önemli etken yeterli miktarda yetiştiriciliğe uygun su kaynağı bulunması, esnek ve güncel mevzuat, yatırımcıların yoğun ilgisi, deniz balıkları kuluçkahanelerindeki hızlı gelişme ve düşük iş gücüdür.

Ülkemizde başarıyla yetiştiriciliği yapılmakta olan çipura, levrek, alabalık, sazan, orkinos türlerinin yanı sıra aşağıda belirtilen konularda yatırım yapılmasında yarar vardır:

İç su ve deniz balıkları türlerinin yetiştiriciliği,

Mersin balığı ve havyar üretimi,

Kabuklu su ürünleri yetiştiriciliği,

Kalkan balığı yetiştiriciliği,

Su ürünlerinin paketlenmesi, işlenmesi ve pazarlanması,

Yeni türlerin yetiştiriciliği!

SİNOP’TA SU ÜRÜNLERİ YETİŞTİRİCİLİĞİ

Karadeniz Bölgesi’ndeki 429 adet su ürünleri işletmesinin 5 adedi Sinop ilinde bulunmaktadır. Bunların 4 adedi alabalık işletmesi olup, bu işletmelerin toplam üretim kapasitesi 49.000 ton/yıldır. Ayrıca 200.000 yavru/yıl kapasiteli bir adet alabalık kuluçkahanesi mevcuttur.

Sinop ilinde toplam 47.800 dekar büyüklüğünde 2 adet (Gerze açıkları ve Demirci Köyü açıkları) su ürünleri yetiştiriciliği potansiyel alanı belirlenmiştir.” [1]

“AB tarafından belirlenen ilke ve kuralları benimsemenin ülkemizde balıkçılık yönetimi bakımından fayda sağlayacağı aşikârdır.

Bu amaçla ülkemizde fon ayrılmalı, balıkçılığın sosyo-ekonomik etkileri üzerine politikalar geliştirilmelidir.” [2]

“Sinop yakalanan balığın karaya çıkma noktalarına yakın bir konumdadır. Av sezonunda balık göçlerini izleyen yüzlerce tekne Sinop Limanı’ndan yararlanmaktadır.

SİNOP’TA AVLANAN BALIK ÇEŞİTLERİ

Sinop ili palamut, lüfer, hamsi gibi ekonomik değeri yüksek olan türlerin göç yolu üzerinde bulunmaktadır. Ayrıca kalkan, mezgit, barbunya gibi dip balıklarının da bol olarak av verdiği bir alandır. Verimli deniz salyangozu sahalarına sahiptir.

Sinop ili 12 metre üstü 35 tekne ile Karadeniz’de 12 metre üstü av filosunun % 8’ini oluşturmaktadır. Sinop 566 adet (Karadeniz’in % 9,8’i) balıkçı gemisi sayısı ile Karadeniz’deki balıkçı filosu içerisinde oldukça önemli bir yere sahiptir.

Sinop ilinde 9 adet su ürünleri kooperatifi vardır ve yaklaşık 300 üyeye sahiptir. Ayrıca bir adet Su Ürünleri Kooperatifleri Birliği ile bir adet deniz ürünleri avcıları ve üreticileri birliği bulunmaktadır.

Sinop’ta avlanan balıklar; barbunya, çarpan, çinekop, hamsi, istavrit, kefal, lüfer, mezgit, palamut, tirsi, deniz salyangozu, sazan, alabalık, kalkan, zargana, eşkina, çipura, iskorpit, isparoz, izmarit, levrek, sardalya, torik, sudaktır.

Sinop ilinde avlanan su ürünleri miktarı Türkiye’nin % 5’i ve Karadeniz’in de % 10’a yakınını oluşturmaktadır. Bu da Türkiye ve bölge ekonomisine önemli bir katkı sağlamaktadır.

SİNOP İLİNDE SU ÜRÜNLERİ PERAKENDE SATIŞ YERLERİ

İlimiz merkezinde 10 adet ve ilçelerimizde 14 adet olmak üzere toplam 24 adet su ürünleri sabit perakende satış yeri bulunmaktadır. Mevcut perakende satış yerlerinin tamamı teknik ve hijyenik şartları sağlayarak modern bir duruma kavuşmuştur.

2011 yılında 870 ton deniz salyangozu eti ihracatı yapılmıştır. İhracat ürünleri başlıca Güney Kore, Çin, Tayvan, Japonya, ABD, Honkong’a gerçekleştirilmiştir.

SİNOP İLİNDE BALIKÇI BARINAKLARI

İlimizde mevcut 5 adet küçük tekneler için balıkçı barınağı mevcuttur.

1)            Sinop merkezde bulunan balıkçı barınağının kesin devri merkez Abalı ve Korucuk Su Ürünleri Kooperatifi’ne yapılmıştır.

2)            Gerze balıkçı barınağının kesin devri Gerze Belediye Başkanlığı’na yapılmıştır.

3)            Türkeli balıkçı barınağının kesin devri Türkeli Su Ürünleri Kooperatifi Başkanlığı’na yapılmıştır.

4)            Güzelkent balıkçı barınağının inşaatı tamamlanmıştır. Kesin devri SS. Helaldı Kooperatifi Başkanlığı’na yapılmıştır.

5)            Sinop merkez Demirci Köyü’nde yapısı yeni biten, ancak Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü’ne devrolmamış bir adet balıkçı barınağı mevcuttur.” [3]

SİNOP VE HAMSİ

“Karadeniz’de Zonguldak’tan Sinop’a kadar olan bölge, hamsinin yuvalandığı alanlardır. Bu alan hamsinin evi gibidir. Hamsi Azak’tan Türkiye’nin Karadeniz kıyılarına iner. Bazen İnebolu-Sinop, bazen de Ünye-Fatsa arasında bizim kıyılarımıza kışlamak için gelir. Fatsa önemlidir, çünkü kışlamak için Sinop’tan, İnebolu’dan ayrılan hamsinin gideceği yer burasıdır. Sinop’tan 76 mil açığa, Fatsa’dan 30 mil açığa gider. Bolaman deresinin açığına yerleşir.” [4]

TÜRK SULARINDAKİ ARAŞTIRMA GEMİLERİ

“Balıkçılığımızın geliştirilmesi; balık üretiminin arttırılması, balıkçılık yapılacak sulardaki balık türlerinin tanınması, bunlardan ekonomik değer taşıyanların beslenmesi, üreme ve göç yollarının bilinmesi ile olur.

Bilimsel kuruluşların yaptıkları çalışmalarda kullanmak üzere sahip oldukları farklı boy ve donanımlarda araştırma gemileri bulunmaktadır. Türkiye’de bilimsel kuruluşların sahip olduğu 14 adet araştırma gemisi mevcut olup, bunlardan biri de Sinop Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nin Seydi Ali Reis Araştırma Gemisi’dir.

TÜRKİYE’DE BALIKÇILIK SEKTÖRÜ İLE İLGİLİ OLARAK YAYIMLANAN DERGİLER, YAYINLAR

1)            Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü’nün yayımladığı 2 dergi vardır. Bu dergiler Yunus ve Turkish Journal of Fisheries and Aquatic Sciences’dır. İkinci dergi hakemli bir dergidir.

2)            İstanbul Üniversitesi Istanbul Univercity Journal of Fisheries ve Journal of Fisheries Sciences.com ismiyle 2 hakemli dergi yayımlamaktadır.

3)            Ege Üniversitesi Ege Journal of Fisheries and Aquatic Sciences ismiyle bir hakemli dergi yayımlamaktadır.

4)            Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Eğirdir Su Ürünleri Fakültesi Dergisi adıyla bir hakemli dergi çıkarmaktadır.

5)            Et ve Balık Kurumu’nca 1954 yılından 1976 yılına kadar Balık ve Balıkçılık ismiyle yayımlanmış hakemli bir dergi vardır.” [5]

Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM) web sayfasının altında 980 balık türüne ait bilgi vardır.

BATEŞ yayınları arasında yayımlanan hayvanlar âlemi ile ilgili 5 ciltlik eserin bir cildi de balıklara ayrılmış olup, balıklar isimli eser önemli bir kaynaktır.

2013 yılında Tarım, Gıda ve Hayvancılık Bakanlığı’nın düzenlediği Balıkçılık Çalıştayı bildirileri de mutlaka okunması gereken önemli emek mahsulüdür.

Çalıştay Bildirileri içinde balıkçılık konusunda atıf yapılan kaynak eserler ve makalelerin içinde özellikle Slastenenko’nun Karadeniz Havzası Balıkları ve Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü’nün Karadeniz Bölgesi’nde Su Ürünleri Avcılığı Yapan İşletmelerin Sosyo-Ekonomik Analizi isimli eserlerin okunmasını hassaten tavsiye ediyorum.

KARADENİZ’DE BALIK STOKLARININ TESPİTİNE YÖNELİK ARAŞTIRMALAR

Karadeniz havzasında 187, Türkiye denizlerinde 480 farklı balık türünün bulunduğu Fricke ve arkadaşları tarafından 2007 yılında yapılan bir araştırmayla bildirilmiştir.

Bir araştırmaya göre de “Karadeniz’de 165 balık türü ve alt türünün yaşadığı bildirilmektedir.” [6]

Balık tür çeşitliliğinin düzenli olarak izlenerek, bolluğun ve tür çeşitliliğinin yıllara göre değişimlerin ortaya koyulması ve çalışmaların sürekli hâle getirilmesi gerekmektedir.” [7]

Batı Karadeniz’de balık stoklarına yönelik kayda değer bir çalışma göze çarpmamaktadır. Karadeniz’deki araştırmaların çoğu Sinop ve doğusunu kapsamaktadır.” [8]

“Av baskısı; illegal avcılık, kapalı saha-zaman ihlalleri, göz açıklığı uygulamaları ve av gücünün artışı (salt sayısal artış değil, asıl önemli olan teknolojik gelişmelerdir) şeklinde ortaya çıkmaktadır.” [9]

Yakakent, Gerze, Sinop arasındaki alanların kafes balıkçılığında yetiştiricilik alanlarına uygun olduğu uzmanlarca tespit edilmiştir. [10]

“Karadeniz’de kafes balıkçılığı yapılan iller Ordu, Sinop, Samsun, Trabzon ve Rize’dir.” [11]

TÜRKİYE’DE BALIK UNU ÜRETİMİ

Ülkemizde “toplam balık üretiminin % 5-33’ü balık ununa işlenir. Balığın tamamının veya atık kısımlarının kaynatıldıktan ve preslenip kurutulduktan sonra öğütülmesiyle ortaya çıkan ürüne balık unu denir.

En çok tercih edilen hammadde hamsidir. Çaça balığı ise çok tercih edilmiyor.

Ülkemizde balık unu-yağı üretimine giden su ürünü miktarı yıllar itibari ile dalgalanmalar gösterse de son günlerde önemli bir artış göstermiştir.

Bu sahada en fazla üretim yapan firma olarak Sinop ilinde bulunan Can Kardeşler 1.500 ton/gün üretimle birinci sırayı almıştır.

Karadeniz’de hamsi sezonu 1 Kasım ve 30 Ocak (genellikle 31 Aralık) tır.

Balık ununda belli oranda yağ olması istenir. Bu yağın içinde istenen bazı önemli şartlar mevcuttur. Bunlardan bazı çoklu doymamış yağ asitlerinden omega-3 çoklu doymamış yağ asitleri önem taşır.

Günümüzde balık unu üretilen türler küçük balıklar olup, (hamsi, çaça vb) denizel besin piramidinin tabanını oluşturur ki, bu balıklar çok pahalı balıkların besinini oluştururlar. Bu nedenle gerçek uygulamada denizde bırakılmaları gerekir. Çevresel etkenler de bu stoklara etkisiyle de stokların sürdürülebilirliğine olumsuz etki eder.

Dünyanın çeşitli ülkelerindeki bazı balık unu-yağı üreten firmaların balık işleme atıklarının un ve yağ üretiminde kullanılmasıyla çevreye olan kirlilik etkisini azaltmada katkı sağlayacak stokların korunmasına az da olsa destek vermektedirler.

Türkiye taze balık tüketmeyi seviyor. Hamsi çabuk bozulan bir balık olduğu için, işleme ve depolama tesisleri de (yeterince) olmadığı için avlanan fazla balıklar balık unu-yağı fabrikalarında işleniyor. 10 ton hamsiden 2 ton balık unu elde edilir.

(Araştırma ve inceleme yaparken) güncel bilgiler kullanmak gerekir. (Eski) verilerle balıkçılığın geleceğine yön çizmemiz mümkün değildir.

Türkiye balık unu-yağı ihtiyacının ancak % 15’ini karşılayabiliyor. Bu konuda önemli ölçüde dışarıya bağımlıyız.” [12]

SU ÜRÜNLERİNDE KALINTI SORUNU

“Bilinçli tüketimin önem kazandığı son yıllarda hayvansal kaynaklı proteinler arasında balık eti vazgeçilmez bir besin kaynağı olmuştur. Fakat yanlış tarım uygulamaları, kirlenmiş sularda yapılan avcılık ve yetiştiricilik, çarpık kentleşme ve arıtma tesisi olmayan endüstriyel kuruluşlar su ürünlerinden gelebilecek riskleri artırmaktadır. Sağlık açısından önemli sorunlar oluşturan bu kalıntı etmenlerinin sürekli olarak izlenmesi, gerekli yasal düzenlemelerin zaman geçirilmeden yapılması zorunludur. Bunların yanı sıra balığın tüketiminde depolama şartları, işleme teknolojileri ve pişirme teknikleri dikkate alınarak kalıntı bırakan maddelerin parçalanma veya azaltılması hususunda bilinçlendirme çalışmalarına da ihtiyaç vardır.” [13]

“Sinop, sığ kıyılara sahip oluşu, coğrafî konumu ve Karadenizli balıkçıların avlanma mevsiminin başladığına dair ilk işareti aldıkları bölge olmasının dışında, Türkiye’de deniz balıkları avcılığında % 5-7’lik paya sahip olması, Türkiye’deki balık unu-yağı üretiminin yarısından fazlasını (% 52) gerçekleştirerek ulusal su ürünleri sektörüne katma değer olarak en fazla katkıyı yapan illerden birisi olması nedeniyle önemli bir balıkçılık merkezidir. İldeki 566 adet balıkçı teknesi ve bu teknelerde istihdam edilen 1.326 balıkçı ile sektöre hizmet veren yan sektörlerde çalışanlar da dikkate alındığında 4.500 kişi geçimini balıkçılıktan sağlamaktadır.

Sinop ilindeki endüstriyel avlanma filosunun çoğunluğunu trol-gırgır tekneleri oluşturmaktadır.

Sinop ilindeki endüstriyel avlama işletmelerinin en yüksek gider kalemini işçilik giderleri oluşturmaktadır. İşçilik giderlerini sırasıyla satış gideri ve mazot gideri izlemektedir.” [14]

“Sinop, Zonguldak ve Karabük illerindeki işletmelerde yavru balık üretimi yapılmakta olup, balık ihtiyacı bölgedeki diğer işletmelerden sağlanmaktadır.” [15]

SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA VE BALIKÇILIĞIN GELECEĞİ İLE İLGİLİ BAZI TEKLİFLER

“Sürdürülebilir kalkınma, in san ile doğa arasında denge kurarak doğal kaynakları tüketmeden, gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılanmasına ve kalkınmasına imkân verecek şekilde bugünün ve geleceğin yaşamını ve kalkınmasını programlama anlamını taşımaktadır. Sürdürülebilir kalkınma sosyal, ekolojik, ekonomik, mekânsal ve kültürel boyutları olan bir kavramdır.

Su ürünleri sektöründe satılamayan balıkların büyük bir çoğunluğu atılmakta, dolayısıyla önemli bir ekonomik kayıp meydana gelmektedir. Bu durumun aşılabilmesi için dondurma, konserve, tütsüleme teknolojisi gibi uygun balık saklama ve işleme tekniklerinin kullanılması gerekmektedir.” [16]

“Sinop ilinde su ürünleri yetiştiriciliği için deniz ve iç sularda potansiyel alanlar belirlenmeli ve mevzuat kapsamında uygun olan özel sektör yatırımları desteklenmelidir.” [17]

SİNOP’TA SU ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNDE FAALİYET GÖSTEREN FİRMALAR

Sinop’ta su ürünleri sektöründe Can Kardeşler Su Ürünleri A.Ş, Baysun Su Ürünleri A.Ş, Sadıklar Su Ürünleri A.Ş, Sagun Su Ürünleri, Dalyan Su Ürünleri ve Gıda Maddeleri Sanayii Tic. Ltd. Şti., SUTAŞ Su Ürünleri Tic. San A.Ş, FORA Deniz Gıda Turizm Sanayi ve Tic. Ltd. Şti., İBİŞLER Doğal Ürünler Gıda ve Nakliye San. İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. 19.02.2014

Not: Bu makale, Sinop Üniversitesi Bilim, Sanat, Teknoloji ve Haber Bülteni, Sayı: 12 (Aralık 2014), s. (44-49) sayılı nüshasında yayımlanmıştır.

Ekrem YAMAN

Sinop Vali Yardımcısı

Web: www.ekremyaman.com.tr

E-posta: ekrem.yaman@icisleri.gov.tr

[1] Hayri DENİZ, “Türkiye’de Su Ürünleri Yetiştiriciliği,” Karadeniz’de Sürdürülebilir Balıkçılık Çalıştayı Bildiri Kitabı, Basılmamış taslak metin, s. (25-34).

[2] Ferit Ömer TİRYAKİOĞLU, “Avrupa Birliği Ortak Balıkçılık Politikası ve Balıkçılık Kaynaklarının Sürdürülebilirliği,” A.g.e., s. 48.

[3] İlyas D. BİLGİLİ, “Sinop Balıkçılığının Karadeniz Bölgesi Açısından Önemi,” A.g.e., s. (50-56).

[4] Halit BEYOĞLU, A.g.e., s. 57.

[5] Dr. İlhan AYDIN, “Balıkçılıkta Bilimsel Çalışmalar,” A.g.e., s. (58-73).

[6] Dr. Ahmet ŞAHİN, “Güneydoğu Karadeniz’de İhtiyoplankton Dağılımı ve Son Yıllarda Küçük Pelajik Türlerin Yumurta ve Larva Bolluklarında Görülen Değişimler, A.g.e., s. (116-126).

[7] Dr. Orhan AK, “Balık Faunasının Son Yirmi Yıllık Değişimi,” A.g.e., s. (74-80).

[8] F. Saadet KARAKULAK, “Batı Karadeniz’de Demersal Balık Stoklarının Durumuna İlişkin Ön Değerlendirme,” A.g.e., s. (94-101).

[9] M. DAĞTEKİN, “Karadeniz’deki Dip Trolü Avcılığının Demarsal Balık Stokları Üzerine Etkisi,” A.g.e., s. 107.

[10] A.g.e., s. 133.

[11] Ebru YILMAZ, “Ordu İli Su Ürünleri Yetiştiriciliği Yapan İşletmelerin Kuluçkahane İhtiyacı,” A.g.e., s. (138-144).

[12] Prof. Dr. Mesut ÖNEN, “Balık Unu-Yağı Fabrikalarının Sürdürülebilir Balıkçılık Üzerine Etkisi,” A.g.e., s. (145-153).

[13] Muhammed ATAMANALP, “Su Ürünlerinde Kalıntı,” A.g.e., s. (154-159).

[14] Doç. Dr. A. Şeref KORKMAZ, “Sinop İlindeki Endüstriyel Avlama İşletmelerinin Sosyo-Ekonomik İndikatörleri,” A.g.e., s. (160-168).

[15] Bayram AYVAZ, “Karadeniz’de Su Ürünleri Yetiştiriciliğinin Mevcut Durumu,” A.g.e., s. (190-196).

[16] Elif Sena GÜNGÖR, “Su Ürünlerinde İşleme ve Pazarlama Sorunları,” A.g.e., s. (197-199).

[17] “Karadeniz’de Sürdürülebilir Balıkçılık Çalıştayı Sonuç Bildirgesi,” A.g.e., s. (185-189).