SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN’IN HİZMETLERİ

Ülke TV’de Açık Deniz isimli programda “Kur’an’ın Nurunda Bir Ömür Süren Hizmet: Süleyman Hilmi TUNAHAN” konulu konuşmalar hayli ilgi çekiciydi. Bazı satırları kayda aldım. Faydalı olacağını umut ediyorum. Konuşmacılar Mustafa CERİT, Mehmet Niyazi ÖZDEMİR’di.

Türkiye 196 ülke arasında âdil gelir dağılımı sıralamasında 122. sıradadır.

Tarihimizi bilmezsek bugünü anlayamayız. Bizim tarihimizi yazan Hammer’dir. Hammer bir Alman’dır. Hammer iyi niyetli olsa bile bizi anlayamaz. Bugün hâlâ Hammer’in gözüyle tarihimizi görür ve Osmanlı’yı suçlarız.

Peşinden gidilecek şahısta iki özellik aranmalıdır:

  1. Yaptığı işten ve hizmetten dolayı bir şey istemeyecektir.
  2. Söylediklerini şahsında yaşayacaktır.

Tasavvuf, başkasının yükünü almak, ama başkalarına yük olmamaktır. Tasavvuf bir ruh terbiyesidir.

1956 yılında S. H. TUNAHAN bir vaazında “Cezayir’deki kardeşlerimiz için dua edelim.” dediği için karakola çağırılarak ifadesi alınmıştır.

Abdullah CEVDET “Artık bu milletten adam olmaz. Macarlar da eski bir Türk soyudur. Macaristan’dan damızlık erkek getirelim.” diyecek kadar cinnet geçirmiştir.

Meşhur Tabibimiz Behçet UZ zamanında Bükreş’teki bir konferansa gidecek parayı bulamıyor. Baba evini satıyor. Parasını 4 gün sonra alıyor. Bu arada konferans Behçet UZ’u bekliyor. Konferansta sunduğu tezi kabul ediliyor. Bunca hizmetine karşılık ileri yaşlarda lahana satarak geçimini temine çalışıyor. Kalp krizinden ölüyor.

Cemiyet bu safhalardan geçerek bugüne gelmiştir.

1950’ye kadar olan döneme birinci fetret dönemi diyenler vardır.

İmam-ı Rabbani zamanının yayın organı olarak kullandığı 560 mektupla dünyaya tebliğde bulunmuştur.

Peygamberimizin 23 yıllık peygamberlik süresinin 6 ayı rüya ile geçmiştir. Rüyasında bazı şeyler kendisine malum olmuştur.

Bütün san’atkârlar Allah’ın yarattıklarını kopya ederek eserler meydana getirmişlerdir.

Gönül dünyamızın yıldızlarında hep birbirinin eksiklerini tamamlamak vardır. Tenkit, gıybet, kusuru faş etmek yoktur. Sadece şükretmek vardır.

Peygamberimizin de hazır bulunduğu bir mecliste yediği deve etinden dolayı istemeyerek gaz kaçıran bir kişiyi mahcup etmemek için herkese abdest aldıran Efendimiz gibi davranmalıyız.

Bugün en büyük sıkıntının kaynağı dünyevîleşmektir.

Ümmet-i Muhammed’in evlâdını kurtarmak gerekir.

Hâllerimiz konuşmuyor. Hâl lisanı ile konuşan çevremizde kaç kişi görebiliyoruz?

İnanan bir Müslüman yenilmez.

Sıvacı ustasıyken S. H. TUNAHAN’ın yetiştirmesiyle müftü olan Lütfi DAVRAN Çatalca’da görev yapmıştır. DAVRAN uzun yıllar TUNAHAN’ın talebesidir.

1930-50 arasında tarla işçilerine ders okutan TUNAHAN’ın gayretleri meşru zeminde boşluk bırakmadan her yolu denemektedir.

TUNAHAN 1948-52 arasında evli, meslek sahibi olan kişilerin ev masraflarını ödeyerek onların derslere iştirakini sağlayarak gayretlerini sürdürmüştür.

Zamanın İçişleri Bakanı Namık Gedik TUNAHAN’ın Fatih Camii’nin bahçesine defnine, Bakanlar Kurulu’nun iznine rağmen müsaade etmemiştir. TUNAHAN bu yüzden Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilmiştir. Bugün Namık GEDİK’in mezarının nerde olduğunu bilen kaç kişi vardır?

“Evlatlarım! Sizin kesip attığınız tırnağı hiçbir şeye, dünyalara değişmem” diyen TUNAHAN’ın tespiti ne kadar önemlidir.

İman sahibi bir insan hesap yapmaz. Dostu Allah olanın dosta ihtiyacı yoktur. Çünkü her şey ona o zaman dosttur.

İnsanlar ilimde derinleştikçe yalnızlaşır. İnsanlardan uzaklaşır.

Bediüzzaman imanın faydalarını anlatıyor. TUNAHAN ise Kur’an diyor. Bu mücadele belki de bizim yok olmamızı önlüyor.

Mehmet Şevki EYGİ, S. H. TUNAHAN hakkında “Küfre karşı âlim yetiştirmek için çalışıyor ve bu gayretinden başarıyla galip çıkıyor.” diyor.

TUNAHAN talebelerine Şükrü BABAN’ın dış politika yazılarını okutarak ümmetin her mes’elesine sahip çıkacak tarih şuuru kazandırmıştır.

Gönül dünyası sınır tanımaz. Bir Müslüman ağlarken biz gülemeyiz. Şems ile irtibatından sonra “İnsanlığı öğrendim. Eskiden doymazdım. Şimdi açları düşününce doydum.” diyen Mevlânâ ne güzel örnektir.

TUNAHAN Cevat Rifat ATİLHAN’ın masonluk cereyanları hakkındaki yayınlarını teşvik ediyor.

O, teknolojiyi Müslümanların emrinde kullanmak isteyen bir mürşid-i kâmildir.

Mikrobu ilk bulan Akşemseddin Hazretleridir. Bunu, Avrupa, menfaati gerektirdiği için saklıyor.

Futbolu Ortaasya’da ilk defa oynayan Türklerdir. Futbol İngilizlerle Avrupa’ya taşınmıştır.

Türkler tarihe yük değildir. Türkler insanlığa hizmetler vermişlerdir. Bunları S. H. TUNAHAN’ın gözüyle görmek gerekir.

Bizde cami cemaati Avrupalı karşısında aşağılık kompleksine düşürülmüştür. “Biz bir şey beceremeyiz!” diyenlere karşı TUNAHAN vaazlarında topluma tarih şuuru vermiştir.

II. Abdülhamid kavranmadan son dönemi anlamak mümkün değildir.

S. H. TUNAHAN öğrencilerine “Ben size ilmin anahtarını veriyorum.” der. TUNAHAN talebelerine araştırma görevi vererek usûl derslerini öğretmiştir.

TUNAHAN “Biz yıkık bir değirmeni 40 yıl bekleriz.”demiştir.

Peygamberimiz güzide talebeleri katledildiği için katile 40 gün beddua etmiştir.

TUNAHAN, o müsait olmayan şartlar altında bile 40-50 müftü yetiştirmiştir. 24.12.2012

Not: Bu makale, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 08.02.2013 tarih ve  sayılı nüshasında yayımlanmıştır. www.mersintercuman.com

Ekrem YAMAN

Sinop Vali Yardımcısı

Web: www.ekremyaman.com.tr

E-posta: ekrem.yaman@icisleri.gov.tr