LİDERDE BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER NELERDİR?

 

Liderde bulunması gereken özelliklerden bazılarını aşağıya aktarıyorum.

BÜYÜK ADAM OLMAK

Büyük adam, dâvâsı büyük olan adamdır.” [1]

Büyük insanlar zor günlerde çıkar.” [2]

Büyük adam inancı Batı medeniyetinin düşünce kalıplarına daha uygun düşmektedir. Biz Türk ve Müslüman kimliğimizle liderde devlet adamlığına yükselmiş bir şahsiyet bekleriz. Dolayısıyla her lider devlet adamı olamaz. Cemil Meriç Jurnal isimli eserinin ikinci cildinde bu hususu çok güzel izah ediyor.

SAMİMİYET

Derin, büyük, katıksız bir samimiyet herhangi bir şekilde kahraman olan kişinin başlıca özelliğidir… Büyük adam samimiyetiyle övünmez, hatta belki de böyle olup olmadığını kendi kendine bile sormaz. Zira o samimî davranmaktan kendini alamaz.[3]

Samimiyetsiz insanlar hiçbir devirde insanlara ve milletlerine güven duygusu veremezler.

BÜYÜK FİKİRLER

Kim, büyük fikirler için yaşarsa, kendini düşünmeyi unutur.” [4]

Lider; kendisi, nefsi ve yakın çevresi için çalışan bir insan olamaz. O, milletinin bir asır sonrası için planlar ve projeler hazırlayan ve onları ömrü vefa ettiği müddetçe hayata geçiren fanidir. Liderlerin dünyalık toplamak gibi bir tamahı ve hırsı yoktur. Batı medeniyetinin liderleri böyle bir yaşantının sonunda bu dünyadan ayrılan örnek şahsiyetlerdir. Ya Doğu’nunkiler… İslâm ülkelerinin Batı’nın dümen suyunda yaşayan, uzaktan kumandalı zalim ve despot devrik liderlerinin şahsî mallarıymış gibi milletlerinden alınmış altın ve dövizleri stokladıkları hazineler devrilmelerinden sonra dünya kamuoyunun önüne adeta saçıldı, serildi. Buna hırsızlık denir. Milletinin refahını çalan insana yakışacak başka bir vasıf bulamıyorum. Doğu blokunun patronu Sovyet Rusya İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra parçalanan peyklerinde de aynı sahneleri gördük. Çin Seddi’ne inat olsun diye yapılmış olan ve Doğu ve Batı Almanya’yı ayıran duvar, Romanya’daki 2000 odalı saraylar, Marcos’un eşinin binlerce çift ayakkabıları, ziynetleri, servetleri, özel gizli servis ve polis gücü despotların, eş ve çocuklarının ve yakın çevresinin saltanatını devam ettirmeye yetmedi. Zulümleri, bir gün onları da, yok ettikleri mazlumlar gibi aynı akıbete mahkûm etti. Çünkü zulm ile abad olanın sonu berbat olur.

Bu mücadele sırasında Federal Almanya’nın Başbakan’ı Kohl’ün ikiye bölünmüş olan ülkesini tek bayrak altında toplama hedefi uğruna devlet yönetiminde sergilediği emsalsiz mücadele ve ardından sessizce köşesine çekilmesi ne müthiş bir vatanseverliktir. Tarih ders almasını bilenler için ibretlerle doludur.

İLKELERİN ÖNEMİ

Geri kalmış toplumlar öncelikle isimleri konuşur, (onlar için) ilkelerin önemi yoktur. (Çünkü) hataları örtecek bir kılıf bulmak, karizmaların arkasına saklanmakla mümkündür.” [5]

Bir toplumun uyması gereken ilkeler hukukî metinlerle düzenlenir. Onların sık sık değiştirildiği milletlerde keyfîlik ve keyfî muameleler hâkimdir. Keyfî muamelenin gayesi ise belli bir kitleyi, yakın çevreyi, avaneleri memnun etmektir. Devletler ve medeniyetler adaletle baki kalırlar. Medeniyetleri yıkan birinci faktör ahlâkî değer yargılarının, hükümlerinin yok edilmesidir. Liderleri kıyamete kadar milletlerine unutturmayacak özelliklerin başında da adil olma vasıfları gelir. Hz. Ömer’i Ömer yapan İslâm dininin adalet anlayışı ve Halife Ömer’in tavizsiz uygulamalarıdır.

Anayasası bile olmayan İngiltere’nin devlet düzenindeki istikrarı da herhalde oturmuş prensiplerin bir neticesidir.

İDEALLER VE HEVESLER

Büyük insanların idealleri, sıradan insanların hevesleri vardır.” [6]

İdealler, liderlerin milletlerini refah ve huzur içinde yaşatmak için konulan büyük hedeflerdir. Sıradan insanların insanî zaafları, hırsları, kaprisleri liderin vasfı olamaz.

UZAK GEÇMİŞE BAKMAK

Ne kadar uzak geçmişe bakabilirsen, o kadar ileriyi görebilirsin.” [7]

Lider, dünü çok iyi bildiği gibi gelecek için de isabetli tahmin ve tahliller yapabilmelidir. Geçmişi anlayabilmenin en iyi yolu tarih okumaktan geçer. Yani tarih ders almak isteyenler için adeta bir laboratuar gibidir.

PRENSİP UYGULAMAK

On cilt felsefe yazısı yazmak tek bir prensibi uygulamaktan daha kolaydır.” [8]

Lider prensip sahibidir. Toplumu için koyduğu prensipleri tavizsiz uygular. O prensiplerle oynamaz. Milletlerin de hafızaları vardır. Hata yapan mutlaka bir gün alaşağı edilir. Milletler hata yapanları hiçbir zaman unutmazlar. Türk siyasî tarihi de ibretlerle doludur. “Paris mezarlıkları kendini vazgeçilmez sananlarla doludur.” sözü her milletin hayatında hükümran olanlar için geçerli bir hatırlatmadır. Devletlerin hayatında hiç kimse vazgeçilemez değildir. Çünkü devletlerin asırlarca süren hâkimiyetleri boyunca bir insanın çok kısa dünya hayatının önemi yoktur. Osmanlı padişahlarının Cuma selâmlığından sonra “Mağrur olma hünkârım! Senden büyük Allah var!” diye bazı görevlilere nida ettirmesi ne güzel bir âdettir.

Her mağrurun sonu unutulmaktır.

İSTİKBALİ TAHMİN

Neyin olacağını görmek için, önce nelerin olamayacağını görmek gerekir.” [9]

Bu tür tahminleri hayatın her kesiminde yapmakta sonsuz faydalar vardır. Lider, gelecekte yaşanması muhtemel olaylar hakkındaki tahminleriyle isabet kaydeden, adeta geleceği okuyabilen ve milletini badirelere sokmayan, girilmiş badirelerden de çekip çıkartan, kurtaran insandır.

Lider asla milletinin geleceği ile oynayamaz. Çünkü devlet hizmeti bir emanettir. Kıyamet gününde de gerçek bir nedamettir. Bu nedametten milletinin bütün fertlerinin tek tek hakkının sorulacağı hesap gününü unutanlar müstesnadır.

Peygamberimizin (SAV) valilik teklifini reddeden sahabelerin emanetten ne kadar korktukları ortadadır.

Ülkemizde makam ve mevki sahibi olmak için çalmadık kapı bırakmayan, Ankara’nın yollarını aşındıranların kulakları çınlasın.

PLAN VE PROGRAM

Senin planın ve programın yoksa başkalarının planının ve programının parçası olursun.” [10]

Zavallıların tesellisi şunun bunun oyuncağı olmakla övünmektir. Plan ve program hazırlamak büyük düşünmenin ve ihtiyatlı olmanın bir gereğidir. Hayalcilik asla değildir. Devlet adamlarının ve liderlerin temel vasıflarından olan ihtiyatlı olmak ise acizlik ve korkaklık değildir. İhtiyatlı olmak olaylar karşısında durup düşünmektir. Lider, milletini maceraya sürükleyip ardından da felâketin içine atıp bir köşeye çekilemez. Bir yerlere sığınamaz, başkalarına güvenemez. Kendine ve milletine güvenir. Başkalarından medet ummaz, umamaz. Başkalarına el açmaz, milletine de el açtırtmaz.

STRATEJİK PLANLAMANIN HEDEFLERİ

Stratejik planlamada dört hedef vardır:

1)    Neredeyiz?

2)    Nereye ulaşmak istiyoruz?

3)    Ulaşmak istediğimiz noktaya nasıl gideriz?

4)    Başarımızı nasıl ölçeriz?

Bu ülkede stratejik planlama anlayışı ve uygulaması yoktur. İfrat ve tefrit arasında yalpalayıp durmamız o yüzdendir.

KÜÇÜK İŞLERLE UĞRAŞMAK

Küçük işlerle uğraşanlar çoğu zaman büyük işleri göremeyecek hâle gelirler.” [11]

Küçük işlerle uğraşanlar büyük düşünmeye ve ufku geniş fikirlerle uğraşmaya zaman bulamazlar. Milletlerinin istikbâline ışık tutacak liderler etrafı menfaat odaklarıyla çevrilmemiş, körleşmemiş, zihni esir alınmamış nadide şahsiyetlerdir.

YAPILANI YETERLİ BULMAMAK

Yapılanı yeterli bulmamak, bir insanın ya da ulusun ileri gitmesinde atılan ilk adımdır.” [12]

Lider, yaptığı hizmetlerle övünen insan tipi değildir. Liderler zirvelere doğru milletini taşımanın zor mücadelesini verirler. Gerekirse bu uğurda canlarını bile feda ederler. Türk ve İslâm tarihinde bunun birçok örneği vardır. Atillâ, Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim, II. Abdülhamid, Atatürk ve yakın silâh arkadaşları, dört büyük halifenin 30 yıllık hâkimiyetleri döneminde Türk ve İslâm medeniyetini getirdikleri seviye hepimizin malûmudur.

Atillâ, gerdek gecesinde evlendiği Türk olmayan eşi taarfından zehirlenerek öldürülmüş büyük bir Türk hakanıdır. Türk hâkimiyetini Avrupa içlerine kadar taşımıştır.

Fatih Sultan Mehmed de 20. seferi için çıktığı sırada zehirlenerek öldürülmüştür. Tarihler Vatikan’ın korkusunu işaret etmektedir.

Hz. Ebubekir de zehirlenmiştir. Ölümü bu yüzdendir.

Hz. Ömer, Hz. Ali ve Hz. Osman da halifelik vazifeleri döneminde şehit edilmişlerdir.

ABD Devlet Başkanı Abraham Lincoln’ün idaresi sırasındaki örnek yaşantısını da birçok Batı liderinde görüyoruz.

Lincoln de milletine hizmet yolunda katledilen liderlerdendir.

KAPTANIN USTALIĞI

Kaptanın ustalığı, deniz durgunken anlaşılmaz.” [13]

Ustalık, geminin azgın dalgalarla alabora olduğu felâket zamanlarında belli olur. Usta olan kaptan gemiyi batırmadığı gibi içindekilerin can, mal ve ırz teminatını, güvenliğini tek başına sağlar. Çünkü mileti meydana getiren bütün fertlerin mal, can ve namusları lidere emanettir. 02.12.2011

Not: Bu makale, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 12.12.2011 tarih ve 419 sayılı nüshasında yayımlanmıştır. www.mersintercuman.com 

Ekrem YAMAN

Sinop Vali Yardımcısı

Web: www.ekremyaman.com.tr

E-posta: ekrem.yaman@icisleri.gov.tr


[1] Bekir BERK

[2] Tarık BUĞRA

[3] Thomas CARLYLE

[4] A. REVERBACH

[5] Ekrem DUMANLI, “Cumhurbaşkanı Kim Olmalı?,” Zaman, 08.04.2000, s. 15.

[6] Washington Irving

[7] Winston CHURCHİLL

[8] Tolstoy

[9] Süleyman DEMİREL

[10] Alparslan TÜRKEŞ

[11] Benjamin FRANKLİN

[12] G. Bancroft

[13] Zukianos