SAĞLIKLI YAŞAMAK KONUSUNDA NELER BİLİYORUZ?

 

Bir ülkede, özellikle romatizmal ağrılarda olmak üzere en etkili ağrı kesici, kan sulandırıcı ve ateş düşürücü olan limon ile en etkili antibiyotik olan sarımsak yetişiyorsa, aspirin ve antibiyotik kullanmanın hiçbir mantıklı açıklaması olamaz.

Türk nüfusunun büyük çoğunluğunun (özellikle Karadeniz ve Ege bölgesinde yaşayanlar) kan grubu A’dır. İlginç olan, Karadenizlilerin çoğu dana iç yağı kullandıkları halde et sevmezler.

Öğün sayısı günde iki defaya indirilmeli ve iki öğün arası 6-8 saatten az olmamalıdır. Kahvaltı için en uygun saat 7-8 arası, ikinci yemek için ise ikindi-akşam arasıdır. Yemekte sıralama önce su, çay veya meyve suyu, sonra meyve veya tatlı, sonra yemek ve salata şeklinde olmalıdır.

Sindirim organlarının günlük görevi saat 21.00’de sona erer. Bu saatte yenen yemek hazmedilemez midede sabah 6-7’ye kadar çürür, sonra bağırsaklara inerek mukozaya saldırır.

Yemeği küçük lokmalar halinde alıp 21 defa çiğnemek gerekir. Mide, dalak ve bağırsakların bozulan fonksiyonunu düzeltebilmek için bazen sadece yemekleri düzeltip, çiğneme sayısını artırmak yeterli olmaktadır.

Sağlıklı yaşamak isteyen gıda çeşidini azaltmalı, birkaç çeşit meyve, sebze ve yemek seçerek onlara devam etmelidir. Doğru seçilen yemekten sonra insan kendini zinde ve hafif hisseder, az uyur. Gaz, şişkinlik, geğirme, ekşime, yanma, reflü ve büyük abdest problemi yaşamaz. Yanlış seçilen yemekten sonra, ağırlık çöker, uyku basar, horlama, gaz, kabızlık ve ağız kokusu olur.

Karışık yemek yiyenler daima açlık hisseder. Gerçekten de onlar açtır, az yiyenler ise toktur. Çünkü az yiyen ve günde iki defadan fazla yemeyen yediğini kolayca ve sonuna kadar sindirir; gerekli olan besinler kana karışır, zararlılar dışarı atılır. Mide, bağırsaklar ve damarlar temiz, dirençli ve sağlıklı kalır. Sağlıklı bağırsaklarda yaşayan mikroorganizmalar vitamin, hatta havadaki azotu kullanarak protein üretir. Büyüklerimizin de söylediği gibi “Açlık azaları doyurur, tokluk ise aç bırakır.

Allahü Tealâ’yı zikreden hücreye kabirde kurt-böcek dokunamadığı gibi, açlık da zikreden hücrelere dokunmaz. Açlıkta beden de aç kalmaz, çünkü her bir hücrede her zaman 40 günlük zahire, rızık vardır. Bununla birlikte vücut, yıllarca toplanan fazlalıkları gıdaya dönüştürerek kullanabilir. Bunu idrak edebilenin açlığı rahat geçer.

Çok yemek, katkı maddeli yiyecekler tüketmek ve sentetik ilaç kullanmak sebebiyle vücutta toplanıp biriken maddeler açlıkla süpürülüp temizlenir.

Açlığın tadını unutan ve tokluk hastalığı içinde boğulan bugünkü insanın ayda 100 gr hatta 250 gr kan kaybetmesi faydalıdır.

Bize verilen ömürle birlikte rızkımız da verilmiştir.

Giysilerin kumaşında birkaç tel sentetik iplik dahi olsa vücuttaki enerji akımını karıştırır.

Bugün hazır gıda tüketen çocuklar arasında burun kanaması sık görülmektedir. Bu kanama, bağışıklık sisteminin, suni beslenme ve bağırsakların bozulması sebebiyle kandaki zararlı maddelerden kurtulma yoludur. Vücut temiz kanı asla dışarı atmaz. Kanamayla atılan mutlaka kirli kandır.

Susama toksinleri eritmek için vücudun suya ihtiyacı olduğunu gösterir.

Beden-ruh sağlığının dengesi yalnızca beş vakit namaz ile sağlanabilir.

Sağlıklı olmak isteyen, yediği her yemekten sonra büyük abdeste çıkmadıkça, bağırsakları rahatlatan meyveler ve salata hariç ikinci bir yemek yememelidir. Bu kurala ömür boyu dikkat edilmelidir.

Yemeğin yüzde altmışı çiğ olmalıdır; yüzde kırkı pişmiş yemek ve ekmek olabilir.

Baş ağrısı, uyku bozukluğu, içe kapanıklık, sosyal gelişim ve dil gelişiminde gerilik, saldırganlık, okuma alışkanlığının ve fiziki aktivitenin azalması bilgisayar ve televizyonun neden olduğu sorunlardandır.

Bilimsel araştırmaların sonuçlarına göre, Türkiye’de yaklaşık 15 milyon kişi yüksek tansiyon hastasıdır.

Sağlık Bakanlığının raporuna göre, kalp damar hastalıkları Türkiye’de 130 bin kişinin ölümüne yol açmaktadır.

Damarların dokularını yıkıma ve değişime uğratan çamaşır suyu, yağ çözücü, lavabo açıcı, leke çıkarıcı, deterjan ve benzeri kimyasal maddelerin kullanılmasıdır.

Eskiden insanlar saat olmadığı için güneşe sık bakarlardı, bu sebepten göz problemi yaşamazlardı. Vücuttaki her organın on sekiz bin âlemde bir misali olduğu gibi gözün misali güneştir.

Herhangi bir şampuan kullanmaya başlayan, önce haftada 1, daha sonra haftada 2, sonra da her gün saçını yıkamak zorundadır. Bu durum şampuanın temizleyici değil kirletici olduğunu açıkça göstermektedir.

GMO’nun (genetiği değiştirilmiş organizmalar) bağışıklık sistemini bozduğu, metabolizmada sorunlara yol açtığı ve alerjik etki doğurduğu birçok bilimsel araştırma ile ispatlanmıştır.

Allah (cc) vücudu emanet olarak verdiğine göre insan, kendisine ait her bir hücrenin hesabını vermek zorundadır.

Akıllı insan, bir meseleye farklı açılardan bakabilen ve isabetli karar verebilendir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Hak Tealâ, tehlikenin nerden geldiğini bilen, yani hak ile batıl birbirine benzeyip, ayırmak zor olduğu zaman, birbirinden ayıran nazarı sever” buyurmuştur.

Peygamberimizin (s.a.v.) bildirdiğine göre ölünün hisleri canlıya göre 70 kat fazladır.

İnsan vücudu üzerinde yaklaşık 700 Biyolojik Aktif Nokta vardır.

Misvak akupunktur noktaları vasıtasıyla, dişetlerine 28 sinirle bağlanan beynin, 5 duyu organı ve sinüslerin, kasların, iç organların ve üreme organlarının işlevini dengeler.

Zeytinyağı, ceviz ve yağı, keten tohumu ve yağı, yağlı balık, taze köy yumurtası, semizotu ve tohumu, ısırgan otu ve tohumu ideal omega yağı kaynaklarıdır. [1] 30.01.2013

 

Not: Bu makale, Mersin Tercüman Gazetesi’nin 26.02.2013 tarih ve 483 sayılı nüshasında yayımlanmıştır. www.mersintercuman.com

 

 

Ekrem YAMAN

Sinop Vali Yardımcısı

Web: www.ekremyaman.com.tr

E-posta: ekrem.yaman@icisleri.gov.tr



[1] Bu yazı, Dr. Aidin SALİH’in Gerçek Tıp Yitik Şifanın İzinde isimli eserinden istifade ederek hazırlanmıştır.